muttasıl anlamı sf. esk. 1. Bitişik, yan yana olan. 2. zf. Aralık vermeden, aralıksız, durmadan, biteviye: "Tokmak muttasıl dövülüyor." -R. H. Karay.
muttasıl eş anlamlısı
biteviye zf. Tekdüze: "Bunun intikamını şimdi, tek gözüyle biteviye kuş peşinde dolaşarak çıkarıyordu." -R. H. Karay.
durmadan zf. (du'rmadan) Ara vermeden, kesintisiz, sürekli: "İnce ürkek bir sesle durmadan inliyordu." -L. Tekin.
"muttasıl" için örnek kullanımlar
vayet edildiği gösterilmiş, hadisin merfu , mevkuf veya maktu , isnadının sahih, hasen, zayıf, mürsel ya da muttasıl olduğu belirtilmiştir. Kaynak:Keşfü'l Hafâ
Adâlet ve zabt sahibi râvilerin muttasıl bir senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadise sahîh denir. Eğer sahih hadis bu Kaynak:Sahih