Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

münhal ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

münhal anlamı
sf. 1. Boş olan, açık bulunan (memuriyet vb.), boş, açık: Münhal kadro. 2. kim. esk. Erir, eriyebilen, çözülen.

münhal eş anlamlısı

açık
is. 1. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu: Bütçe açığı. Ülkenin doktor açığı. 2. Belli bir yerin biraz uzağı: Tren yolu nehrin açığından geçer. 3. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri: "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır." -B. Necatigil. 4. sf. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı: "Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik." -R. N. Güntekin. 5. sf. Engelsiz: Açık yol. 6. sf. Örtüsüz, çıplak: "Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı." -A. Kabaklı. 7. sf. Boş: Kâğıtta açık yer kalmadı. 8. sf. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal: Açık kadro. 9. sf. Aralığı çok: Açık adımlarla. 10. sf. Çalışır durumda olan: "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar." -Ö. Seyfettin. 11. sf. Kolay anlaşılır, vazıh: "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim." -R. N. Güntekin. 12. sf. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen: Bu adamın her işi açıktır. 13. sf. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen: "... her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o." -T. Buğra. 14. sf. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." -Ö. Seyfettin. 15. sf. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). 16. zf. Belirgin bir biçimde: "İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?" -M. Yesari.
boş
sf. 1. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı: "Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." -A. Gündüz. 2. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal: Boş kadro. 3. Yapılacak işi olmayan, işsiz: Bugün sabah boşum, gelebilirsin. 4. mec. Verimsiz. 5. mec. Anlamsız: "Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?" -N. Hikmet. 6. zf. mec. Habersiz, hazırlıksız bir biçimde: "Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım." -O. Pamuk. 7. mec. Bilgisiz: "Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar." -S. F. Abasıyanık. 8. mec. Bir işe yaramayan, yararsız: "Yaşlı başlı insanlarız dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz." -R. N. Güntekin.

"münhal" için örnek kullanımlar

Bunlardan 2si münhal 1inde ise RECEP ÇELEBİ İmam Hatip olarak görev yapmaktadır. Köyde 5 adet Traktörle Tarım yapılmaktadır. İbrahimçelebi
Kaynak: Mirahor, Pınarbaşı
Politika Belediye Başkanları : 1918-1919 münhal. 1919-1923 Karel Mareš. 1923-1939 Richard Fischer. 1939-1941 Fritz Czermak. 1942-1945 Julius
Kaynak: Olomouc
Aralık ayında da Eyüp Sultan'da münhal Kaşgarî Dergâhı postnişinliği kendisine tevdi edildi. 1924-1928 arası Vefa Lisesi'ne din dersi
Kaynak: Abdülhakîm Arvâsî
halen münhal olan Karayakup zaviyesi vakfı Pir Mehmet oğlu Ahmet Şeyh'in üzerine kayıtlıdır. Karayakup'un evladı Sultani beratı sahibi olup
Kaynak: Karayakup, Gölova

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.