normal anlamı Fr.normal
1. Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun:§
"Paris'teki vaziyetini iyiden iyiye normalleştirmişti." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 157. § "
Normal kafayla ve zamanında yazabilseydim..." -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 64. §
"Körlerin doktorları, ki hangi kördür bu gözleri gören adamı muayene edince onun bir deli olduğuna hükmederler ve normal hayata dönebilmesi için, gözlerini dikmeye karar verirler." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 71. § "
Şurası da var ki içtimai tekellümün o merhalesinde yaşayan milletler için kavmiyet mefkûresini takip etmek normal bir hareket olduğu hâlde…" -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 16. §
"Bakınız, babanızı kıskanıyorsunuz, normal vaziyette baba kıskanılır." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 111. §
"… o vaktin terzilerini patatuka dedikleri önü iri düğmeli fermeneli, normal zamanda kartal kanat gibi giyilen; laterna, zurna, arkasında gelişi güzel omuza vurulan kısaca bir ceket vardı." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 311. §
"Çok kısa kesilmiş saçlarıyla ve normal bir boyun yerine..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 4. § "
… boyumun da normalin üzerinde olması…" -Elif Şafak, Mahrem, s.22. §
"Olağan dışı zamanlarda mucizelerin ve işaretlerin anlamı normal zamanlardan daha önemlidir." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 25. §
"…iki devlet arasında ilişkileri sürdürmenin normal yöntemi,…-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 69. 2. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmayan şey: §
"Vaziyetleri normal demek." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 369. §
"Aşk denen şey normal bir duygu değildir." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 115. 3. Ortalama durum. 4. Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme.