öncül ne demek?
- 8 sözlük, 12 sonuç.BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü
öncül anlamı İng. premiss Osm. mukaddem Alm.Vordersatz, Premisse Fr. prémisse
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri.
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri.
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
öncül anlamı İng. premise, premiss Osm. mukaddeme Alm. Prämisse Fr. prémisse
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden her biri.
Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden her biri.
öncül anlamı İng. predecessor Alm.Vorgänger Fr. prédecesseur Az. evvelki element
Bir sıralamada, verilen bir elemandan önce gelen elemanlardan biri.
Bir sıralamada, verilen bir elemandan önce gelen elemanlardan biri.
BSTS / Toplumbilim Terimleri
öncül anlamı İng. premiss Osm. mukaddem Fr. prémisse
1- Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri. 2- Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme.
1- Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri. 2- Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
öncül anlamı İng. premise Osm. mukaddime
Tümdengelimci bir dizgede kanıtsav ya da vargıların dayanağı olan ve daha önce kanıtlanmış savlardan ya da önsayıtlardan her biri.
Tümdengelimci bir dizgede kanıtsav ya da vargıların dayanağı olan ve daha önce kanıtlanmış savlardan ya da önsayıtlardan her biri.
Güncel Türkçe Sözlük
öncül anlamı
is. man. 1. Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem. 2. Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem. 3. Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme. 4. hlk. Kılavuz, öncü.
is. man. 1. Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem. 2. Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem. 3. Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme. 4. hlk. Kılavuz, öncü.
Türkçe - İngilizce
öncül anlamı
isim
1) premise
2) antecedent
isim
1) premise
2) antecedent
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
öncül anlamı
Kılavuz, önder.
Kılavuz, önder.
-Kütahya
Tokat -Eskişehir
Kayı *Tosya -Kastamonu
Arslandoğmuş *Yıldızeli -Sivas
öncül anlamı
1. Önce gelen, birinci, başta giden. 2. Oyunlarda elebaşı, ebe. 3. bakınız» öncü(II). 4. İlkin, önce.
1. Önce gelen, birinci, başta giden. 2. Oyunlarda elebaşı, ebe. 3. bakınız» öncü(II). 4. İlkin, önce.
öncül: anlamı
Önder
Önder
Malatya
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Öncül anlamı
Ardahan ili, Kurtkale bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Ardahan ili, Kurtkale bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Öncül anlamı
Şanlıurfa ili, Akçakale ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Akçakale ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
öncül eş anlamlısı
kılavuz
is. 1. Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber: "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." -F. R. Atay. 2. Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb: Öğrenci kılavuzu. 3. Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse. 4. mec. Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse: Kılavuzumuz Atatürk'tür. 5. den. Kılavuz gemisi. 6. den. Kılavuz kaptan: İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır. 7. sin. Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası. 8. tek. Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç. 9. tek. Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.
is. 1. Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber: "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." -F. R. Atay. 2. Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb: Öğrenci kılavuzu. 3. Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse. 4. mec. Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse: Kılavuzumuz Atatürk'tür. 5. den. Kılavuz gemisi. 6. den. Kılavuz kaptan: İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır. 7. sin. Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası. 8. tek. Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç. 9. tek. Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.
mukaddem
sf. esk. 1. Önce gelen, önceki. 2. is. man. Öncül.
sf. esk. 1. Önce gelen, önceki. 2. is. man. Öncül.
öncü
is. 1. Önde gidip haber ulaştıran kimse. 2. Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart. 3. sf. Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı. 4. ask. Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı. 5. hlk. Önder, kılavuz.
is. 1. Önde gidip haber ulaştıran kimse. 2. Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart. 3. sf. Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı. 4. ask. Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı. 5. hlk. Önder, kılavuz.
"öncül" için örnek kullanımlar
Samsung, nihayet Galaxy S4 ile ilgili ilk tanıtım videosunu bir öncül reklam videosu şeklinde paylaştı.
Samsung Galaxy S4 and finally the first promotional video advertising video in the form of a premise shared.
Kaynak: stargundem.comTasım veya Kıyas (Eski Yunanca : συλλογισμός) mantıkta , birisi orta terim olmak üzere "öncül " adı verilen iki önerme ile bu iki öncülden
Kaynak: Tasım
Kaynak: Tasım
Miyeloblast, miyelosit öncül ü (prekursör ü) olan tamamen olgunlaşmamış (immatür ) kemik iliği hücresi. Kategori:Blast hücreler
Kaynak: Miyeloblast
Kaynak: Miyeloblast
iki çeşit hareket dalgası ulaşır: P-dalgası (Primary-wave,öncül dalga) öncül dalgadır ve yer yüzeyine paralel doğrultudaki titreşimlerdir
Kaynak: Sismik dalga
Kaynak: Sismik dalga
Orijinal üçlemenin son filminin yayınlanmasının 16 yıl ardından, "öncül" üçlemenin ilk filmi yayınlanmıştır ve tekrar üçer yıl arayla,
Kaynak: Yıldız Savaşları
Kaynak: Yıldız Savaşları
İnsan fizyolojisi ve tıpta en önemli steroidler kolesterol , steroid hormonlar , onların öncül leri ve onların metabolit leridir.
Kaynak: Steroid
Kaynak: Steroid
DC-9 kendinden sonra üretilen MD-80 , MD-90 ve Boeing 717 nin öncül işaretlerini taşır. 23 Mayıs 2006 'da son Boeing 717'nin teslimi ile
Kaynak: Douglas DC-9
Kaynak: Douglas DC-9
bulunan dizilere ekson denir, ayrica, iki veya daha çok öncül RNA'da trans-uçbirleştirme yoluyla birbirlerine bağlanan diziler de eksondur.
Kaynak: Ekson
Kaynak: Ekson
Roman, dünyanın uzaylılar tarafından istilasını tasvir eden öncül ve en iyi bilinen eserlerden biridir. Konusu ile birçok kitaba, filme,
Kaynak: Dünyaların Savaşı
Kaynak: Dünyaların Savaşı
Bundy, sıklıkla Amerikan seri katillerinin öncül örneği olarak kabul edilir. Gerçekten de seri katil terimi ilk defa onu tanımlamak için
Kaynak: Ted Bundy
Kaynak: Ted Bundy
Şarkı Stefano ve Shakira tarafından ortak yazılmış ve içinde bulunduğu albümün öncül teklisi olarak 13 Temmuz 1998'de piyasaya çıkmıştır
Kaynak: Ciega, Sordomuda
Kaynak: Ciega, Sordomuda
başlatan, eyleme neden olan güç ya da öznenin, eylemde bulunduğunu ve nasıl eylediğini bilmek zorunda olduğu tezini, kendisini öncül yapmıştır
Kaynak: Arnold Geulincx
Kaynak: Arnold Geulincx
eleştirmeni, yazar ve müzisyen. Creem ve Rolling Stone dergileri için yazmıştır. Rock müziğini derinden etkileyen öncül eleştirileri ile bilinir
Kaynak: Lester Bangs
Kaynak: Lester Bangs
yaptı.1945'te öncül profesörlük ve 1950 yılında profesörlük ünvanı aldı.1965 yılından 1975 yılına kadar Montreal Üniversitesi rektörlüğü yaptı.
Kaynak: Roger Gaudry
Kaynak: Roger Gaudry
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
