rustai anlamı is. (rusta:i:) esk. Köylü: "Fakat artık korunun rustai perisinden eser görmüyorum." -Y. K. Karaosmanoğlu.
rustai eş anlamlısı
köylü sf. 1. Köyde yaşayan veya köyde doğmuş olan: "Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun / Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini." -Ö. B. Uşaklı. 2. is. Köydeş: Hasan benim köylümdür. 3. is. Köy halkı: "Köylüleri, özellikle onları çok iyi tanıyordu." -T. Buğra. 4. mec. Kaba, anlayışsız: "Otomobilin içinden köylü kılıklı, tıknaz bir adam çıktı." -H. Taner.