saçmak (-i) 1. Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek:
"Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı." -M. Ş. Esendal. 2. Işık ve ısı yaymak:
"Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı." -R. N. Güntekin. 3.
mec. Belli bir görüşü, düşünceyi yaymak.
serpmek (-i) 1. Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak. 2. Belli bir yere dağılacak biçimde dökmek:
"Buzlarını atıp karabiberlerini serptikten sonra kadehleri iyice karıştırdım." -N. Cumalı. 3.
(nsz) Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpiştirmek:
Yağmur serpiyor. Kar serpiyor. 4.
mec. Vermek, saçmak.