sağlıklı ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
sağlıklı anlamı
sf. 1. Sağlık durumu iyi olan, sağlam, esen, sıhhatli: "Birbirlerine sağlıklı, esenlikli bir kış dilediler." -T. Buğra. 2. Sağlık kurallarına uygun olan, hijyen, hijyenik. 3. Sağlığı koruyan. 4. mec. Sağlam, doğru, güvenilir, gerçek: "Kendine saygısı olan, sağlıklı bir adam başkalarına da en büyük saygıyı duyar." -Y. Kemal.
sf. 1. Sağlık durumu iyi olan, sağlam, esen, sıhhatli: "Birbirlerine sağlıklı, esenlikli bir kış dilediler." -T. Buğra. 2. Sağlık kurallarına uygun olan, hijyen, hijyenik. 3. Sağlığı koruyan. 4. mec. Sağlam, doğru, güvenilir, gerçek: "Kendine saygısı olan, sağlıklı bir adam başkalarına da en büyük saygıyı duyar." -Y. Kemal.
Türkçe - İngilizce
sağlıklı anlamı
sıfat
1) healthy
2) healthful
3) sound
4) wholesome
5) well
6) fit
7) bonny
8) salubrious
9) whole
10) salutary
11) ruddy
12) in good health
13) husky
14) right
15) bouncing
16) florid
17) sanative
18) sanatory
zarf
1) in good nick
sıfat
1) healthy
2) healthful
3) sound
4) wholesome
5) well
6) fit
7) bonny
8) salubrious
9) whole
10) salutary
11) ruddy
12) in good health
13) husky
14) right
15) bouncing
16) florid
17) sanative
18) sanatory
zarf
1) in good nick
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Sağlıklı anlamı
İçel ili, Tarsus ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
İçel ili, Tarsus ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
sağlıklı eş anlamlısı
doğru
sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." -A. Gündüz. 4. is. Gerçek, hakikat: "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." -N. Ataç. 5. is. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: "Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu." -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu.
sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." -A. Gündüz. 4. is. Gerçek, hakikat: "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." -N. Ataç. 5. is. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: "Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu." -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu.
esen
sf. Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim.
sf. Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim.
gerçek
is. 1. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. 2. Gerçeklik: "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti." -H. E. Adıvar. 3. Doğruluk: "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." -B. Felek. 4. sf. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki, reel: Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 5. sf. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici: Gerçek elmas. Gerçek hikâye. 6. sf. Temel, başlıca, asıl: "Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır." -N. Ataç. 7. sf. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan: Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek. 8. sf. Yapay olmayan. 9. sf. fel. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan.
is. 1. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. 2. Gerçeklik: "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti." -H. E. Adıvar. 3. Doğruluk: "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." -B. Felek. 4. sf. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki, reel: Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 5. sf. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici: Gerçek elmas. Gerçek hikâye. 6. sf. Temel, başlıca, asıl: "Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır." -N. Ataç. 7. sf. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan: Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek. 8. sf. Yapay olmayan. 9. sf. fel. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan.
güvenilir
sf. Güven duygusu veren, güvenilen: "Sadece kolejinizde değil eğitim işlerinin tümünde güvenilir bir danışman olabilirim." -N. Hikmet.
sf. Güven duygusu veren, güvenilen: "Sadece kolejinizde değil eğitim işlerinin tümünde güvenilir bir danışman olabilirim." -N. Hikmet.
hijyen
is. 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıfzıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü.
is. 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıfzıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü.
hijyenik
sf. 1. Sağlıklı. 2. Temiz. 3. Sağlık kurallarına uygun.
sf. 1. Sağlıklı. 2. Temiz. 3. Sağlık kurallarına uygun.
sağlam
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sıhhatli
sf. Sağlıklı: "İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." -N. F. Kısakürek.
sf. Sağlıklı: "İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." -N. F. Kısakürek.
"sağlıklı" için örnek kullanımlar
Önemli olan çocuğun sağlıklı bir şekilde anne kucağında olmasıdır.
The important thing is that in the lap of the mother of the child in a healthy way.
Kaynak: cnnturk.comHer bedende ve her kiloda sağlıklı olunabileceğini belirten Uzm.
And all that is possible to be a healthy body weight each Exp.
Kaynak: haberler.comBu ülkenin harcamalarının sağlıklı vergi gelirleriyle yapılması gerekiyor.
Health expenditures, tax revenue needs to be done in this country.
Kaynak: iha.com.trAydın Kalender; diyabette sağlıklı beslenmenin büyük önemi olduğunu söyledi.
Aydin Calendar, diabetes, a healthy diet is of great importance, he said.
Kaynak: haberler.comTedavi (Sağaltım)Sağlığı bozulmuş olan bireyi sağlıklı duruma kavuşturma amacıyla yapılan tıbbi işlemler bütünüdür. Özel tedavi
Kaynak: Tedavi
Kaynak: Tedavi
Linç aslında sağlıklı bir yargılamanın olmadığı gibi, bir ceza yöntemi olarak da öldürücüdür. İlk olarak 18. yy 'da Amerika 'da
Kaynak: Linç
Kaynak: Linç
Trizomi, diploit sağlıklı canlılarda normalde iki olması gereken kromozom sayısının üç tane olmasıyla bilinen anöploidi şekillerinden
Kaynak: Trizomi
Kaynak: Trizomi
Büyükşehir belediyesi, il merkezi birden fazla belediyeye bölünmüş ve kalabalık nüfuslu illerde belediye hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde
Kaynak: Büyükşehir belediyesi
Kaynak: Büyükşehir belediyesi
Devlet Sokrates 'in sağlıklı ve mutlu bir toplum hayatı için düşündüğü devlet modelini anlatır. Günümüzdeki devlet felsefesi üzerinde
Kaynak: Devlet (kitap)
Kaynak: Devlet (kitap)
Hıfzıssıhha, "sağlıklı yaşamak için gereken önlemlerin bütünü" anlamına gelir. Arapça hıfız (muhafaza etmek) ve sıhha (sağlık)
Kaynak: Hıfzıssıhha
Kaynak: Hıfzıssıhha
Kısa adı İGEME olan İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Türkiye ihracatının geliştirilmesi ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulması temel amacı
Kaynak: İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
Kaynak: İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
Diyetisyenler sağlıklı veya hasta kişilerin uygun beslenme rejimini belirler. Bu amaçla özellikle kişilerin yaşam standartı ve fiziksel
Kaynak: Diyetisyen
Kaynak: Diyetisyen
Avrupa Çevre Ajansı, kısaca AÇA (İngilizce : EEA), çevre ile ilgili sağlıklı, bağımsız bilgiler vermekle görevli Avrupa Birliği kurumudur
Kaynak: Avrupa Çevre Ajansı
Kaynak: Avrupa Çevre Ajansı
İlkel refleksler, belirli uyaranlara yanıt olarak normal bebek ler tarafından sergilenen ama nöroloji k olarak sağlıklı olan yetişkinler
Kaynak: İlkel refleksler
Kaynak: İlkel refleksler
HACCP, gıda işletmelerinde, sağlıklı gıda üretimi için gerekli olan hijyen şartlarının (personel hijyeni, ekipman hijyeni, hammadde hijyeni
Kaynak: HACCP
Kaynak: HACCP
Ekoloji Magazin, toplumda çevre bilinci ve kültürünün yaygınlaşması, sağlıklı yaşam koşullarının, doğa ve kültür varlıklarının korunup
Kaynak: Ekoloji Magazin
Kaynak: Ekoloji Magazin
maddesi “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri
Kaynak: Türkiye'de rekabet hukuku
Kaynak: Türkiye'de rekabet hukuku
Buğulama sırasında yağ kullanma zorunluğu olmadığı için sağlıklı bir yemek pişirme yöntemidir. Haşlama yönteminde yemeklerdeki vitamin
Kaynak: Buğulama
Kaynak: Buğulama
Hayvan refahı, hayvanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini sağlamayı amaçlayan bir akım.
Kaynak: Hayvan refahı
Kaynak: Hayvan refahı
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
