ayaklanmak ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
ayaklanmak anlamı
(nsz) 1. Çocuk yürümeye başlamak. 2. Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek. 3. Ayağa kalkıp gitmeye davranmak: "Oysa bir türlü yerleşemediğim gibi sanki her an yeniden ayaklanacakmış gibi yaşıyorum." -E. Şafak. 4. mec. Toplu biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek. 5. mec. Uyanmak, uyanıp kalkmak: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." -T. Buğra.
(nsz) 1. Çocuk yürümeye başlamak. 2. Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek. 3. Ayağa kalkıp gitmeye davranmak: "Oysa bir türlü yerleşemediğim gibi sanki her an yeniden ayaklanacakmış gibi yaşıyorum." -E. Şafak. 4. mec. Toplu biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek. 5. mec. Uyanmak, uyanıp kalkmak: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." -T. Buğra.
Tarama Sözlüğü
ayaklanmak anlamı
1. Ayak ile çiğnenmek. 2. Ayağa kalkmak.
1. Ayak ile çiğnenmek. 2. Ayağa kalkmak.
Türkçe - İngilizce
ayaklanmak anlamı
fiil
1) revolt
2) riot
3) rebel
4) mutiny
5) rise in rebellion
6) revolt against
7) protest against
8) begin to walk
fiil
1) revolt
2) riot
3) rebel
4) mutiny
5) rise in rebellion
6) revolt against
7) protest against
8) begin to walk
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ayaklanmak anlamı
1. Çocuk yürümeye başlamak, büyümek, canlanmak. 2. Hayvan yavruları yürümeye başlamak.
1. Çocuk yürümeye başlamak, büyümek, canlanmak. 2. Hayvan yavruları yürümeye başlamak.
ayaklanmak eş anlamlısı
başkaldırmak
(-e) 1. Ayaklanmak, isyan etmek: "Hiçbir şeye isyan etmez, kimseye başkaldırmazdı." -P. Safa. 2. (nsz) İyice coşmak, kabarmak: "Başkaldırmış denizle dövüşe dövüşe boğulanı gördün mü?" -Z. Selimoğlu.
(-e) 1. Ayaklanmak, isyan etmek: "Hiçbir şeye isyan etmez, kimseye başkaldırmazdı." -P. Safa. 2. (nsz) İyice coşmak, kabarmak: "Başkaldırmış denizle dövüşe dövüşe boğulanı gördün mü?" -Z. Selimoğlu.
isyan etmek
1) ayaklanmak: "Bu otonom bölgelerde Zeta, 1040'ta Bizans'a karşı isyan ederek yarım asır mücadeleden sonra ikinci Sırp devleti vücuda geldi." -F. R. Atay. 2) kabullenmemek, razı olmamak: "Bu Müslüman adam, kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi." -A. H. Tanpınar.
1) ayaklanmak: "Bu otonom bölgelerde Zeta, 1040'ta Bizans'a karşı isyan ederek yarım asır mücadeleden sonra ikinci Sırp devleti vücuda geldi." -F. R. Atay. 2) kabullenmemek, razı olmamak: "Bu Müslüman adam, kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi." -A. H. Tanpınar.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
