sefa anlamı is. (sefa:) 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe: "Beni Tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
Kişi Adları Sözlüğü
Sefa anlamıKöken: Ar. Söyleyiş: (sefa:) Cinsiyet: Kız 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe. Cinsiyet: Erkek 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe.
sefa eş anlamlısı
eğlence is. 1. Eğlenme işi, sefahat: "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." -F. R. Atay. 2. Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse: "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." -Ö. Seyfettin.
neşe is. 1. Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret: "Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi." -F. R. Atay. 2. Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma.
zevk is. 1. Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz: "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." -Y. K. Beyatlı. 2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni. 3. Tat, lezzet: "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." -B. Felek. 4. mec. Eğlence: "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." -N. Cumalı.
"sefa" için örnek kullanımlar
dakikada Ramazan'ın indirdiği topa uzaktan sert vuran Sefa'nın şutu da auta gitti.
Sefa remote, hard-hitting ball sent down to Ramadan minutes of the shot went auta.