doğrulamak (-i) 1. Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek:
"Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." -N. F. Kısakürek. 2.
fel. Bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek amacıyla olayları inceleyip araştırmak.
kandırmak (-i) 1. Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek:
"Bu arkadaşları da ben kandırdım." -S. F. Abasıyanık. 2. Aldatmak:
"Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş." -R. H. Karay. 3. İçme, yeme isteğini karşılamak.