Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

doğrulamak ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

doğrulamak anlamı
bakınız» kimlik denetlemek

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

doğrulamak anlamı İng. verify Alm. verifizieren Fr. vérifier
Bir önermenin doğruluğunu ya da yanlışlığını sapTamak ereğiyle olayları inceleyip araştırmak.

Güncel Türkçe Sözlük

doğrulamak anlamı
(-i) 1. Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek: "Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." -N. F. Kısakürek. 2. fel. Bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek amacıyla olayları inceleyip araştırmak.

Türkçe - İngilizce

doğrulamak anlamı
fiil
1) verify
2) confirm
3) justify
4) corroborate
5) correct
6) substantiate
7) affirm
8) certify
9) vouch
10) support
11) attest
12) predicate
13) avouch
14) bear out
15) homologate
16) sustain
17) testify
kelime öbeği
1) hold with

doğrulamak eş anlamlısı

desteklemek
(-i) 1. Destek koymak: "Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." -N. Hikmet. 2. mec. Bir kimse veya kuruluşa yardım sağlamak, müzaheret etmek. 3. mec. Arka olmak, arka çıkmak: "Basında bizi destekleyen gazetecilerle görüştü." -A. Ümit.
gerçeklemek
(-i) Bir şeyin doğruluğunu herhangi bir şeyle ortaya koymak, doğrulamak, teyit etmek.
tasdik etmek
1) doğrulamak: "Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler." -A. Gündüz. 2) onaylamak.
teyit etmek
Gerçeklemek: "Nitekim biraz evvelki sözleriniz de onu teyit ediyordu." -R. N. Güntekin.

"doğrulamak" için örnek kullanımlar

Tanıyı doğrulamak için mutlaka 'mantar muayenesi' yapılmalı" diye konuştu.
Order to confirm the diagnosis 'mushroom examination' should be done, "he said.
Kaynak: kadin.haber3.com
Hayat da benim bu düşüncemi doğrulamak istercesine örnekler sunuyor bol bol.
Life offers plenty of examples as if to confirm my oppinion.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Ayrıntılarda, bütünü gözden kaçırmadan, kendi gerçeğini doğrulamak anlamına.
Details, without losing sight of the whole, to verify the fact that their own.
Kaynak: haber7.com
Sahte dijital verileri doğrulamak için bu alçakça sahtekârlık bile bile yapılmıştır.
Even if this flagrant dishonesty fake made ​​to verify that the digital data.
Kaynak: focushaber.com
Deney , bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak veya bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem. Deney , orijinal adı
Kaynak: Deney (anlam ayrımı)
zaman sınırlaması getirmek ve seviyelerini doğrulamak adına güçlü amatör oyunculara sertifika vermek gibi yenilikleri beraberinde getirmiştir.
Kaynak: Nihon Ki-in
Seri, Cryptidler'in gerçek oluşunu doğrulamak için çalışan kriptozoolog bir aile olan, Saturdayler'in maceralarını anlatır. Bir diğeri de
Kaynak: The Secret Saturdays
Papanın ana amacı “Hatalar Müfredatı” isimli eserinde takındığı tavır ve durumu doğrulamak idi zira eserinde rasyonalizm, liberalizm ve
Kaynak: Birinci Vatikan Konsili
Temel fonksiyonları; fiziksel ortamın kullanılabilir olup olmadığını denetlemek, doğru alıcının veriyi alıp işleme koyduğunu doğrulamak ve
Kaynak: HDLC
(sonsuz maymun kuramı nın bir uyarlaması) biçimindeki önermesini doğrulamak amacıyla bir kafese konulan üç akıllı maymunu konu almaktadır.
Kaynak: Basitleştirilmiş Konuşma Denemeleri
Temel varsayımı doğrulamak üzere ağaç halkaları sayımı (dendrokronoloji ) yöntemiyle gerçek halka yaşları belirlenen yüzlerce örneğin
Kaynak: Radyokarbon tarihleme yöntemi
Eğer deney veya hesaplamalar açıklayan, bunlar yeterli ayrıntıları bağımsız bir araştırmacı sonuçları doğrulamak için deneme veya
Kaynak: Bilimsel dergi
seleksiyon ile ilgili teorilerini doğrulamak için, özellikle yapay yaşam alanında çalışmalarda deneysel bir çerçeve içinde kullanılmıştır.
Kaynak: Evrimsel algoritma
Her kesim Bacı ya kendi tezlerini doğrulamak için bir fırsat olarak bakmış, onu kendi açısından yorumıştır. Türkiye'deki "siyasi çizgi
Kaynak: Bacı
Anlatılanların hepsinde Delfi kâhinleri ni (Oracle) doğrulamak istercesine Gigles'in tahtı ele geçirmek gayesiyle sivil bir hamle ile
Kaynak: Giges
elektronik sertifika üretimi ve yönetimi: Nitelikli elektronik sertifikalar, belgeyi imzalayan kişinin kimliğini doğrulamak amaçlı kullanılırlar.
Kaynak: Kamu Sertifikasyon Merkezi
iddiaları doğrulamak mümkün olmasa da, kuzey Peru , Ayacuchos 'da 9 yaşındaki bir kızı kaçırmaya çalışırken, bir grup tarafından yakalanmıştır.
Kaynak: Pedro López
Mitler, belli bir kültürün sosyal kurumlar açıklamak ve doğrulamak bunun yanında o kültürün üyelerini yetiştirmek için kullanılmaktadır.
Kaynak: Eşcinsel edebiyatı
Jeffrey'nin sonucunu doğrulamak ve bundan sonra izlenecek yolu belirlemek için polis, FSS ile temasa geçti. Buckland, DNA parmakizlemesi
Kaynak: Colin Pitchfork
Ölçme ve Değerlendirme maliyetleri: Ürünlerin belirlenen standartlara uygunluğunu doğrulamak amacıyla yapılan faaliyetlerin maliyetleridir
Kaynak: Kalite Kavramı
iyi niyet işareti olarak Hare çiçek verir, çünkü (doğrulamak için tırnak gerekir erkeklerde, kadar Amerika'da 1960'ların sonlarında Robin
Kaynak: Nu pogodi
ISO'ları doğrulamak için checksum dosyaları oluşturabilir. Çoklu dil desteği bulunmaktadır. Dijital Ses Oynatıcısı yapılandırması
Kaynak: UltraISO
Günümüze kadar ulaşan tarihi deliller bu hikâyeleri doğrulamak konusunda yetersizdir ve aynı şekilde Glycerius'un ölümü de belirsizdir.
Kaynak: Glycerius
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.