Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sınırlayıcı ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

sınırlayıcı anlamı
tahdîdî (bakınız» tüketici).

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

sınırlayıcı anlamı İng. limiter Osm. limitör Fr. limiteur
mekanik, elektrik: Bir büyüklüğün, belirli değeri aşarak sakıncalı sonuçları vermesini önlemeye yarayan mekanik ya da elektrikli düzen.

Türkçe - İngilizce

sınırlayıcı anlamı
sıfat
1) restrictive

"sınırlayıcı" için örnek kullanımlar

maddesi, teşebbüsler arasındaki rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları ve uyumlu eylemleri, 6.
Article agreements and concerted practices between undertakings restricting competition, 6
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Soruşturma heyeti 12 bankanın rekabeti sınırlayıcı nitelikteki uzlaşmasının uygulamaya yansıdığı tespitinde bulundu.
The investigation committee to implement compromise reflected in the nature of restricting competition in the determination of the bank were found in 12.
Kaynak: sabah.com.tr
Hamilton, McLaren'ın sınırlayıcı ve özellikle sponsorlarla ilgili konularda oldukça talepkar olduğunu üstü kapalı ifade etmişti.
Hamilton, McLaren-limiting and especially the sponsors had expressed implicitly related issues is quite demanding.
Kaynak: turkiyef1.com
Denizbank'ın kartel niteliğinde bir uzlaşmaya, rekabeti sınırlayıcı bir anlaşmaya ve uyumlu eyleme taraf olmadığına karar verilmesini talep ediyoruz.
Denizbank a compromise nature of the cartel, limiting competition to decide whether a party to an agreement and concerted practice are requested.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Her ne kadar haber grubu ismi sınırlayıcı bir tanım olsa da gerçekte haber grupları kalıcı tartışma platformları olarak
Kaynak: Haber grubu
Delta Metodu istatistik te, bir asimtotik normal istatistiki tahmin edicinin fonksiyonu için bu tahmin edicinin sınırlayıcı varyans bilgisi
Kaynak: Delta metodu
Doğanın sınırlayıcı ve belirleyici baskısı altında yaşayan Paleolitik Çağ insanları ekonomik açıdan, avcı ve toplayıcı toplulukları temsil
Kaynak: Eski Taş Çağı
pulcukları) ve olgun alyuvarlar dışında bütün canlı hücrelerde bulunan küresel bir cisimdir; sınırlayıcı bir zarla sitoplazma dan ayrılır.
Kaynak: Çekirdekçik
DNA sentez reaksiyonunun hız sınırlayıcı adımı polimerazın DNA kalıbına bağlanması olduğu için, kayar kıskacın var olması, her birleşme
Kaynak: DNA kıskacı
Klasik şiirin ses ve ahenkteki estetik gücüne karşı sınırlayıcı olmasının serbest şiirinde ses ve estetikten uzaklaşmasının getirdiği
Kaynak: Şahan Çoker
Bağımsızlıkla büyüyen Liriel kendisini zorla bir öğrencisi haline getirilen sınırlayıcı Arach-Tinilith ile karşı karşıya bulur.
Kaynak: Liriel Baenre
Mekân içinde oluşturulan sınırlayıcı öğeler, insanları psikolojik olarak rahatlatabilmektedir. Tüm duyu larına farklı oranlarda etkiyen
Kaynak: Mekân
Bu canlılar-daki büyümeye dış iskelet sınırlayıcı etki gösterir. Kavkı : Salyangoz , istiridye ve midyede bulunur. Kitin :
Kaynak: İnsan iskeleti
İki değişik dairesel grafiğin birbirleriyle ikili karşılaştırılması ancak belirli sınırlayıcı şartlar bulunuyorsa uygundur ve aksi halde
Kaynak: Dairesel grafik
Yıldırımın bobin den geçen kısımları da faz hatlarına bağlanan gerilim sınırlayıcı kontaktörlerle sistemlere ulaşması engellenmiş olur.
Kaynak: Topraklama
Gerek vericide ve gerekse alıcıda modüleli taşıyıcı sinyalin çeşitli yükselteç lerden, sınırlayıcı devrelerden ve filtrelerden geçmesi
Kaynak: Ara Frekans
Ancak, uygulamada frekans yükseldikçe bu sinyalleri üretmek güçleşmekte, ayrıca gerek atmosfer ve gerekse kabloların sınırlayıcı etkileri
Kaynak: Radyo frekans
Bunlar her zaman hayırsever değildir, ayrıca ani ve endişe verici surette şu ana ait dünya görüşünü değiştirerek sınırlayıcı zincir ve
Kaynak: Dakini
federasyonunun başkanlığına seçilen Yeltsin ve Leningrad Belediye Başkanı Sobçak, merkezi otoritenin yetkilerini sınırlayıcı bir dizi önlem aldılar.
Kaynak: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılması

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.