öncelemek (-i) 1. Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmamak, öne almak, takdim etmek. 2. Tanıtmak, yönlendirmek amacıyla överek öne çıkarmak, lanse etmek.
sunmak (-i, -e) 1. Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek:
"Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." -B. Felek. 2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak. 3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek.
tanıştırmak (-i, -le) Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek:
"Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin." -R. N. Güntekin.
tanıtmak (-i, -e) 1. Bir kimsenin veya bir şeyin tanınmasını sağlamak. 2. Bir kişinin kim olduğunu başkasına bildirmek, tanıştırmak, takdim etmek, prezante etmek:
"Bizim eve sığınmış, terbiyeli bir kadıncağız diye tanıtmıştım." -O. C. Kaygılı.