Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tarumar ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

tarumar anlamı
sf. (ta:rumar) esk. Dağınık, karışık, perişan.

tarumar eş anlamlısı

dağınık
sf. 1. Geniş bir alana yayılmış olan. 2. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız. 3. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık: "Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu." -P. Safa. 4. Hoş görünmeyen, uyumsuz: "Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz, dağınık kıyafetle, kocasına bile görünmez bir kadın." -M. Ş. Esendal. 5. mec. Düşüncelerini toparlayamayan: Şu anda kafam çok dağınık.
karışık
sf. 1. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş: Karışık salata. 2. Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız. 3. Saf olmayan: Karışık süt. 4. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan: "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" -N. Cumalı. 5. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık: "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." -P. Safa. 6. hlk. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan.
perişan
sf. (peri:şan) 1. Dağınık, düzensiz, karmakarışık: "Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için." -C. Şehabettin. 2. Acınacak durumda olan, zavallı: "Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı." -Ö. Seyfettin.

"tarumar" için örnek kullanımlar

Artık ekonomiyi tarumar eden krizler yaşamıyoruz.
Now that the economy crisis tarumar living.
Kaynak: haber.gazetevatan.com
Biz hatta kendi kurumumuza ait binaları bile yıktık, DSİ'ye ait bir binayı tarumar ettik.
We have broken even if the buildings of their own institution, we have tarumar a building belonging to DSI.
Kaynak: haberler.com
Ama ekonomiyi tarumar eden krizler yaşamıyoruz.
But the crises in the economy tarumar living.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Havaya uçan tren vagonları, tarumar olan piramitler, yerle yeksan tapınaklar, infilak eden malikaneler, ses kudretiyle zindanları yıkan bir düzengah.
Blew up the train cars, tarumar the pyramids, quickly overthrow locations, temples, mansions, which exploded, destroying the sound power of a düzengah dungeons.
Kaynak: medyafaresi.com
Bir köşede tarumar kaldı. Baki o enisi dilden eyvah, Beyrutta bir mezar kaldı. Bildir bana nerde nerde Ya Rab, Kim attı beni bu derde Ya Rab,
Kaynak: Makber (şiir)
1998 'de Serpil Barlas tarafından 'efkarım tarumar' adlı albümünde, 2000 'de Burak Uçkun tarafından, Selmi Andak'ın 60. sanat yılı adına
Kaynak: O Şarkıyı Henüz Yazmadım
Nefir'i aam (bütün herkesin gücüne ihtiyaç duyulduğu durum) halinde olan ülkemizin, müstevliler tarafından tarumar edilmemesi için
Kaynak: Mehmet Vehbi Çelik
İlk filmin sonunda yabancı bir gezegende değil, tarumar olmuş bir dünyanın geleceğinde olduklarını anlayan Taylor ve Nova, Yasak Bölge'deki
Kaynak: Maymunlar Cehennemine Dönüş
Bir dağ geçitinde Bulgar ordusu Bizanslıları bir tuzağa düşürüp onları kuşattılar ve 16 Temmuz'da hücuma edip Bizans ordusunu tarumar
Kaynak: I. Nikeforos
Sezon sonunda Stella'nın kocası, Ted'in kendisi yüzünden ruhen tarumar olduğunu sandığından, ona bir üniversitede öğretim üyeliği teklif
Kaynak: How I Met Your Mother
sel geldi bizi süpürdi Varımi yoğumi aldi getirdi Of halkına bakun tarumar oldi Solakli deresi ne hale döndi Yıkıldi yuvalar haneler söndi
Kaynak: Akarsu, Maçka
Her ne kadar fitne âyetlerde farklı mânâlarda kullanılmıssa da, Yslâm toplumunun sosyal hayatını tarumar eden, Yslâm toplumu arasında
Kaynak: İmam Mehdi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.