Artık ekonomiyi
tarumar eden krizler yaşamıyoruz.
Now that the economy crisis tarumar living.
Kaynak: haber.gazetevatan.comBiz hatta kendi kurumumuza ait binaları bile yıktık, DSİ'ye ait bir binayı
tarumar ettik.
We have broken even if the buildings of their own institution, we have tarumar a building belonging to DSI.
Kaynak: haberler.comAma ekonomiyi
tarumar eden krizler yaşamıyoruz.
But the crises in the economy tarumar living.
Kaynak: hurriyet.com.trHavaya uçan tren vagonları,
tarumar olan piramitler, yerle yeksan tapınaklar, infilak eden malikaneler, ses kudretiyle zindanları yıkan bir düzengah.
Blew up the train cars, tarumar the pyramids, quickly overthrow locations, temples, mansions, which exploded, destroying the sound power of a düzengah dungeons.
Kaynak: medyafaresi.comBir köşede
tarumar kaldı. Baki o enisi dilden eyvah, Beyrutta bir mezar kaldı. Bildir bana nerde nerde Ya Rab, Kim attı beni bu derde Ya Rab,
Kaynak: Makber (şiir)1998 'de Serpil Barlas tarafından 'efkarım
tarumar' adlı albümünde, 2000 'de Burak Uçkun tarafından, Selmi Andak'ın 60. sanat yılı adına
Kaynak: O Şarkıyı Henüz YazmadımNefir'i aam (bütün herkesin gücüne ihtiyaç duyulduğu durum) halinde olan ülkemizin, müstevliler tarafından
tarumar edilmemesi için
Kaynak: Mehmet Vehbi Çelikİlk filmin sonunda yabancı bir gezegende değil,
tarumar olmuş bir dünyanın geleceğinde olduklarını anlayan Taylor ve Nova, Yasak Bölge'deki
Kaynak: Maymunlar Cehennemine DönüşBir dağ geçitinde Bulgar ordusu Bizanslıları bir tuzağa düşürüp onları kuşattılar ve 16 Temmuz'da hücuma edip Bizans ordusunu
tarumarKaynak: I. NikeforosSezon sonunda Stella'nın kocası, Ted'in kendisi yüzünden ruhen
tarumar olduğunu sandığından, ona bir üniversitede öğretim üyeliği teklif
Kaynak: How I Met Your Mothersel geldi bizi süpürdi Varımi yoğumi aldi getirdi Of halkına bakun
tarumar oldi Solakli deresi ne hale döndi Yıkıldi yuvalar haneler söndi
Kaynak: Akarsu, MaçkaHer ne kadar fitne âyetlerde farklı mânâlarda kullanılmıssa da, Yslâm toplumunun sosyal hayatını
tarumar eden, Yslâm toplumu arasında
Kaynak: İmam Mehdi