çekinmek (-den) 1. Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak:
"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." -P. Safa. 2.
(nsz) Bir şey sürünmek:
Sürmeler çekinmiş bir kadın. korunmak (nsz) 1. Kendini korumak, sığınmak, sakınmak:
"Şiddetli soğuktan korunmak için üzerlerinde üç kat keçe vardı." -İ. O. Anar. 2. Koruma işine konu olmak.
sakınmak (-i, -den) 1. Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek:
"Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister." -A. Ağaoğlu. 2. Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak:
"Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." -S. F. Abasıyanık. 3. Korumak, esirgemek, gözetmek:
"Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." -H. R. Gürpınar.