Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bağdaşmak ne demek?

 - 3 sözlük, 5 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

bağdaşmak anlamı
(-le) 1. Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek: "Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor." -T. Buğra. 2. Çocuk oyunlarında arkadaş olmak. 3. (-e) Bağdaş kurup oturmak: "İçerde, peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar." -A. İlhan.

Türkçe - İngilizce

bağdaşmak anlamı
fiil
1) square
2) agree
3) reach an agreement
4) square with
5) accord
6) comport
7) consort

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bağdaşmak anlamı
Bir iş veya oyun için anlaşmak, uzlaşmak, eş tutmak, ortaklaşmak, arkadaş olmak.

*Eşme -Uşak
İshaklı *Bolvadin, Evreşe *Gelibolu -Çanakkale
-Kütahya
*Kandıra -Kocaeli
*Düzce -Bolu
*Taşköprü -Kastamonu
-Sinop
*Merzifon ve köyleri -Amasya
-Gümüşhane
*Kilis -Maraş
-Sivas
*Bor -Niğde
Hacıhamzalı *Tarsus -İçel

bağdaşmak anlamı
Bağdaş kurmak

*Demirci -Manisa
Evreşe *Gelibolu -Çanakkale
-Kütahya
*Silifke -İçel

bağdaşmak anlamı
Oyunda eşler el ele tutuşmak.

Dereçine *Sultandağı Afyon

bağdaşmak eş anlamlısı

anlaşmak
(nsz) 1. Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak: "Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi?" -N. Uygur. 2. (-le) Sözleşmek, sözleşme imzalamak.
imtizaç etmek
bağdaşmak, uyuşmak.
uymak
(-e) 1. Ölçüleri birbirini tutmak: Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2. Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek: Kravat ceketine uymuş. 3. Zevke, anlayışa uygun düşmek: Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4. Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek: "Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın." -P. Safa. 5. Bağlı kalmak, tabi olmak: Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı. 6. Uygun düşmek, münasip olmak: "Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir." -H. C. Yalçın.
uzlaşmak
(nsz) Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak: "O vakit politika ile mücerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlaşır şeyler sanıyordum." -R. N. Güntekin.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.