müstakil sf. 1. Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız:
"Çimenli, çiçekli bir bahçe ortasında üstü camlı, müstakil bir bina." -Y. K. Beyatlı. 2. Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan:
"Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin..." -Y. K. Karaosmanoğlu.
özgür sf. 1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür:
"Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar." -S. Birsel. 2. Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke). 3. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 4. Tutuklu olmayan, hür. 5. Başkasının kölesi olmayan, hür. 6. Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen:
Özgür basın. Özgür girişim.