Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tor ne demek?

 - 6 sözlük, 31 sonuç.

BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü

tor anlamı İng. gillnet
Galsama ve fanyalı ağlara balıkçı tarafından verilen ad.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

tor anlamı
(I) Örgü kazak. (Büyükdivanköyü -Çorum)
tor anlamı
(II) 1. Seyrek örgülü balıkçı ağı. (*Gerze -Sinop) 2. Balık ağı. (Dereyazıcı *Alaca -Çorum) 3. Örgü kazak. (Büyükdivanköyü -Çorum)

Divanü Lügati't-Türk

tor anlamı
tuzak, ağ

Güncel Türkçe Sözlük

tor anlamı
(I) is. hlk. Sık gözlü ağ.
tor anlamı
(II) sf. hlk. 1. Toy, işe alışkın olmayan, yabani: Tor hayvan. 2. Olgunlaşmamış, ham. 3. mec. Görgüsüz, çekingen, utangaç, acemi.
tor anlamı
(III) is. mat. Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim.

Kişi Adları Sözlüğü

Tor anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Toy, deneyimsiz. 2. Ürkek, çekingen, utangaç. 3. Mağrur, gururlu. 4. Fidan. 5. Tok sözlü. 6. Balık ağı.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tor anlamı
Fidan.

Emirler *Ulukışla -Niğde

tor anlamı
1.Toy, işe alışkın olmayan (insan ya da hayvan için). 2.Ürkek, çekingen, durgun, utangaç. 3.Soğukkanlı. 4.Ters (kimse). 5.Aptal : Amma tor adammış! 6.Kendini beğenmiş, kibirli. 7.Toksözlü.
tor anlamı
1.İnce örgülü balık ağı. 2.İnce balık ağı gibi örülmüş para kesesi. 3.Saman taşırken kağnı arabasına takılan ot ve kendirle örülmüş ağ.
tor anlamı
1.İnci gerdanlık. 2.Boncuktan yapılan bilezik.
tor anlamı
1.Uçkur uçlarına yapılan düğümler. 2.Çözülemeyen ilmek.
tor anlamı
1.Başörtüsü. 2.Kadınların başlarına örttükleri çarşaf. 3.Peştemal. 4.Fanila, çorap vb. giysilerde vücudu saran lastik örgü. 5.Bir metre uzunluğunda dört santimetre eninde örgü ip. 6.örgü sırası. 7.Hamam havlusu.
tor anlamı
Çok hareketsizlikten ileri gelen hamlık.

Şumnu, Bulgaristan göçmenleri -İstanbul

tor anlamı
Buzağılamamış üç yaşındaki inek yavrusu.

*Sungurlu -Çorum

tor anlamı
Yakılmış sığır tezeği.

Turpçular *İpsala -Edirne

tor anlamı
Cinsel gücü çok olan.

*Ünye -Ordu

tor anlamı
Tuzak.

*Iğdır Kars
Malatya

tor anlamı
Büyük başörtüsü.

*Karapınar Konya

tor anlamı
1. Çorap boğazına örülen lastik örgü. 2. Süzgeç. 3. Ağ.
tor anlamı
Toy, deneyimsiz.

*Iğdır Kars
Çepni *Gemerek Sivas
Afşar, Pazarören *Pınarbaşı Kayseri

tor anlamı
Bildirme koşacı: Bu işimiz hoştor.

Van

tor anlamı

Arpaçay - Kars

tor anlamı
Acemi, beceriksiz, kum eleği, ağ, tuzak

Erzurum

tor anlamı
< ET tor: kum eleği; balıkçı ağı; acemi
tor anlamı
Balık ağı

Keban Baskil Ağın Elazığ

tor anlamı
Hareketlerinde ağır, ham, uyuşuk

Kırşehir

tor anlamı
Ağ; tuzak

Kars

tor anlamı
(DLT. < tor: tuzak, ağ) Balık avında kullanılan ağ şeklinde av aleti
tor anlamı
Acemi, yeniyetme

Adana, Osmaniye

tor eş anlamlısı

acemi
sf. 1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen: "Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret." -N. F. Kısakürek. 2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy: "Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın." -N. Hikmet. 3. Bir yere, bir şeye yabancı olan: "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." -O. C. Kaygılı. 4. is. tar. Saraya yeni alınmış cariye.
çekingen
sf. Her şeyden çekinen, ürkek, tutuk (kimse), muhteriz: "Bunlar çoğunlukla çekingen, utangaç olurlardı." -A. Kutlu.
ham
sf. 1. Yenecek kadar olgun olmayan (meyve), olmamış: Ham elma. 2. İşlenmemiş (madde): Ham petrol. 3. İdmansız: Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim. 4. mec. Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan: Ham hayal. Ham teklif. 5. mec. Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş: Ne ham adam!
toy
(I) sf. Gençliği sebebiyle görgüsüz ve beceriksiz olan, deneyimsiz, acemi, çaylak: "Meslektaşlarım, kim bilir, beni ne kadar bilgisiz ve toy bulacaklardı?" -Y. K. Karaosmanoğlu.
toy
(II) is. esk. Ziyafet: Ve tamam kırk gün kırk gece toy, düğün edip almış oğluna.
utangaç
sf. Bir topluluk içinde gereken güven ve cesareti kendinde bulamayan, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, mahcup: "Bunlar çoğunlukla çekingen, utangaç olurlardı." -A. Kutlu.
yabani
sf. (yaba:ni:) 1. Doğada yaşayan, evcil olmayan (hayvan), evcil karşıtı. 2. Doğada kendiliğinden yetişen (bitki). 3. mec. Görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat (kimse): "Babası, dağdan gelme, dangıl dungul bir yabaniymiş." -S. M. Alus.

"tor" için örnek kullanımlar

fischte der schottische Nationaltorwart aus dem Tor.
fischte aus dem der schottische Nationaltorwart Tor.
Kaynak: goal.com

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.