Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tutuk ne demek?

 - 6 sözlük, 11 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

tutuk anlamı
enenmiş, iğdiş edilmiş

Güncel Türkçe Sözlük

tutuk anlamı
sf. 1. Akıcı, rahat konuşamayan: "Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi." -E. Şafak. 2. Eski işlevini göremez duruma gelmiş: "Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde." -E. Şafak. 3. Bir organ hareket edemez olmuş: "Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk." -A. İlhan. 4. Kısılmış, tutulmuş, kesik: "Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu." -P. Safa. 5. huk. Tutuklu. 6. Kapalı, tıkalı. 7. Sıkıntılı: "Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı." -R. E. Ünaydın. 8. mec. Durgun, çekingen, sıkılgan: "Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar." -N. Meriç.

Kişi Adları Sözlüğü

Tutuk anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Akıcı, rahat konuşamayan.2. Eski işlevini göremez duruma gelmiş. 3. Kısılmış, tutulmuş, kesik. 4. Kapalı, tıkalı. 5. Çekingen, sıkılgan. 6. Sıkıntılı.

Tarama Sözlüğü

tutuk anlamı
bakınız» dutuk.

Türkçe - İngilizce

tutuk anlamı
sıfat
1) faltering
2) timid
3) uneasy

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tutuk anlamı
Utangaç.

*Bornova -İzmir
*Kurşunlu -Çankırı
Şıhlar *Ulubey -Ordu

tutuk anlamı
Duman.

-Çanakkale

tutuk anlamı
Gelin duvağı.

-Konya

tutuk anlamı
Görevli, işyar.

*Bayburt -Gümüşhane

tutuk anlamı
Katılaşmamış yoğurt.

Güneyce *İkizdere Rize

tutuk anlamı
Kabız, dutuk

Malatya

tutuk eş anlamlısı

çekingen
sf. Her şeyden çekinen, ürkek, tutuk (kimse), muhteriz: "Bunlar çoğunlukla çekingen, utangaç olurlardı." -A. Kutlu.
durgun
sf. 1. Sakin: "Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." -R. H. Karay. 2. mec. Neşesiz, keyifsiz, sessiz: "Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi." -F. R. Atay. 3. mec. Canlı olmayan, sönük, hareketsiz: "Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun." -Ö. Seyfettin.
kapalı
sf. 1. Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı: "Şimdi oğlunu kanlı göğsü, kapalı gözleri, mor dudaklarıyla görür gibi oluyordu." -N. Hikmet. 2. Geçilmez durumda olan. 3. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). 4. Başı örtülü (kadın). 5. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. 6. Gizli, saklı: Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar yapabilir. 7. Açık olmayan (giyecek): "Damalı bir eteklik, açık mavi, kapalı bir yün kazak giymişti." -N. Cumalı. 8. Bulutlu, karanlık (hava): "Ankara'nın soğuk, kapalı havalı günlerinden biriydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 9. mec. İçe dönük yaradılışta olan: "Kapalı ruhlu, ağırbaşlı, güç heyecana gelir insanlardır." -R. H. Karay. 10. mec. Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan: "Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim." -A. Ağaoğlu.
kesik
is. 1. Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür: "İçinde bir gazete kesiği var." -F. R. Atay. 2. Kesilmiş olan yer: Parmağındaki kesikler. 3. Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. 4. sf. Aralıklı: "Derinlerden gelen kesik düdük sesleri arasında, evimin ve çocuklarımın çığlığını yakalamak için bir hayli uğraştım." -N. F. Kısakürek. 5. sf. Kesilmiş olan: "Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi." -H. E. Adıvar. 6. sf. Kesilerek bozulmuş olan: Kesik süt. 7. sf. Kısa. 8. sf. sp. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu). 9. sf. argo Parası olmayan. 10. sf. argo Tutkun, hayran. 11. hlk. Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek.
sıkılgan
sf. Utangaç: "Eski mahcup, sıkılgan Hüsam Efendi, şimdi çaçaron bir şey olmuştu." -Ö. Seyfettin.
sıkıntılı
sf. 1. Sıkıntısı olan: "Ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı vaziyete düştüm." -R. N. Güntekin. 2. Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi: "Son birkaç yılındaki oldukça sıkıntılı durumu bir yana bırakılacak olursa maddi bakımdan rahat, ortanın epey üstünde bir hayatı olmuştur." -A. Ş. Hisar.
tutuklu
sf. huk. Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan (kimse), tutuk, mevkuf: "Girip çıkan resmîler, siviller, elleri bağlı ya da çözük tutuklular..." -Ç. Altan.

"tutuk" için örnek kullanımlar

Bunun ilk nedeni de Baroni'nin tutuk olması ve fazla top kaybetmesiydi.
The first reason for this is to be stiff and more than Baroni'nin might lose the ball.
Kaynak: maraton.com.tr
İlk yarı biraz tutuk oynadık ama ikinci yarıda iyi mücadele etik.
The good fight in the second half we played a little stiff, but the first half of ethics.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Hamit şanssız, Sabri çalışkan, Amrabat tutuk, Umut aceleciydi.
Hamid unlucky, Sabri hardworking, Amrabat stiff, Hope in a hurry.
Kaynak: fanatik.com.tr
Yoğun yağmur altında oynanan maça iki takımda tutuk başladı.
Both teams started the match played under heavy rain faltering.
Kaynak: aksam.com.tr
Aslında tutuk duran fakat yeri geldiğinde değer verdiği şeyler için her şeyini ortaya koyabilen bir karakterdir. Rowling onu "uzun boylu,
Kaynak: Ron Weasley
Kulenin yapılışının asıl amacı bir kale, kraliyet sarayı ve saray suçlularının tutulacağı bir tutuk evi olarak kullanmaktır.
Kaynak: Londra Kalesi
Yazıdaki tutuk ifadeler, zor okunurluk, anlamların belirsizliği akıcılığa aykırıdır. Kelimelerin yerli yerine oturması, cümlelerin birbiri
Kaynak: Akıcılık
Japonya'da düzenlenen şampiyonanın ilk maçlarına biraz tutuk başlasa da yaptığı savunmayla takıma önemli bir direnç kazandırmıştır.
Kaynak: Serkan Erdoğan
Polonya-Litvanya'nın tutuk tavrı üzerine İsveç üzerindeki savaşın ekseni Danimarka ve kumandan Frederick III üzerine çevrildi.
Kaynak: II. Kuzey Savaşı
Çocuk yurtlarında, çocuk tutuk evlerinde ve sokakta yaşayan epilepsi hastası çocuklara yönelik faaliyette bulunmak, Görsel, sesli ve
Kaynak: Epilepsi ve Toplum Derneği
Birincil tema olarak iki erkeğin tutuk arkadaşlıklarını anlatan, ikincil bir tema olarak da Almanya'daki sinema bilincini işleyen ve
Kaynak: Zamanın Akışında
Çoğu bir acının, bazen bir sevincin, hattâ bir düşüncenin donuk ve tutuk birer ifadesi olan bu manzumelerdeki heyecan ve mânâlar, onun
Kaynak: Şevki Bey
ilk kadın oyuncu olma başarısını elde ettiği maçın ilk yarısında tutuk bir oyun sergileyen Minden Browns, 16-0 yenik olarak devreyi kapatır.
Kaynak: Sert Şutlar
yalnızlık ve dalgınlık gibi kavramları simgeleştirmeye gittikçe daha çok yer verdiği konulu resimlerinde tutuk bir çizgisel stilizasyona yöneldi.
Kaynak: Ferdinand Hodler
yeri itip açarak, o dar aralıktan sızarak gürültülü bir ses çıkarır; işte bu tutuk sese sessiz adı verilir.Türkçe 'de 21 sessiz harf vardır.!
Kaynak: Ses (dilbilim)
2009-10 sezonuna tutuk başlayan Forlan Ekim ayında yapılan Mallorca ile 1-1 biten maçta , takımı adına penaltıdan bir gol atan Forlan, daha
Kaynak: Diego Forlán
OVA versiyonundaki Miyu çocuksu ve oyuncu iken, TV dizisindeki Miyu'nun daha tutuk ve sakin olduğu da burada not edilmelidir. :
Kaynak: Vampir Prenses Miyu

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.