tuvalet anlamı Fr.toilette
1. Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi: § "
Burada köylü hayatı yaşıyoruz. O kadar tuvalete ihtiyaç yok." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 28. § "
Lüks bir otelin tuvaletine benziyor." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 155. § "
Tuvalet masasının gözünü çekerek eline küçük bir defter geçirdi." -Peyami Safa, Canan, 11. § "
Halide Hanım da biz karilere, öyle tuvaletlerini bitirmiş, kıyafetlerini düzeltmiş..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 33. § "
Yarı açık kalan gözlerini o kapatmıştı. Hristiyan adetlerine göre tuvaletini o yapmıştı. O giydirip kuşatmıştı." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 43. §
"… saç taramak suretiyle tuvaletlerine kuvvet verip Tam etiketle dışarıya çıktıkları görüldüğümden…" - Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 90. §
Bir roman varmış, saç tuvaleti gibi bir ismi var." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 263. § "
Tuvalet sabunu, banka diş macunu ilanları şimdi şaşılacak bir dirilik edinmişler." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 93. 2. Kadınların gece toplantılarında giydikleri gösterişli giysi: § "
Cuzello'nıntuvalet takımları başında tıraş olara, elini, yüzünü dahi yıkadıktan sonra giyinip âlâ bir rahip oldu ki tarif kabul etmez." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 244. § "
Bu tuvaletle daha güzeldi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 121. § "
Tuvaleti mübalağalıdır. Göze çarpmak istediğini belli eden bir giyinişi vardır." -Peyami Safa, Şimşek, 45. § "
Beyaz düğün tuvaletiyle başında, kollarında bir sürü çiçek..." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 50. § "
Bununla birlikte tuvalette hiç eksik yok ." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 60. § "
Tuvaleti pul pul gümüş, elleri uzun bir şarkıcı kadın, kulağına eğilmiş…" -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 56. 3. Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne: § "
Cuzello'nın tuvalet takımları başında tıraş olara, elini, yüzünü dahi yıkadıktan sonra giyinip âlâ bir rahip oldu ki tarif kabul etmez." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar s. 104. §
"Ortalarında hanımların yeni tuvalet contaları büyüklüğünde bir kutu var." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. XIV, 107. 4. İnsanın besin artıklarıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hela, kenef, memişhane, kademhane:
"Halayıklar efendinin yatak, yemek, çamaşır, tuvalet haneleri." -Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 21. § "
… kapısı açık bir tuvalet gördüm." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 187. § "
Aysel, tuvaletin ve gardırobun karşılıklı aynaları arasında, binlerceydi." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 341.