aksettirmek
(-i, -e) (a'ksettirmek) 1. Sesi yankılamak. 2. Işığı yansıtmak. 3. Haberi, durumu ulaştırmak, yaymak, duyurmak.

aktarmak
(-i, -e) 1. Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. 2. (-i) Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. 3. (-den, -e) Bir dilden başka bir dile çevirmek, tercüme etmek. 4. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. 5. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. 6. İletmek, bildirmek: "Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır." -H. Taner. 7. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. 8. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. 9. (-i) Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. 10. ed. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. 11. (-i) ed. Alıntılamak: "Onun yerine Salah Birsel'in bir şiirini aktaracağız." -S. Birsel. 12. tek. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek.

duyurmak
(-i, -e) 1. Duymasını sağlamak: "Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti." -P. Safa. 2. İlan etmek. 3. mec. Sezdirmek.

ışık
is. 1. Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk: "Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi." -H. E. Adıvar. 2. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç: Buraya bir ışık getirin. 3. Aydınlanmak için kullanılan elektrik: "Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı." -A. Ümit. 4. mec. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı: "Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu." -P. Safa. 5. mec. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb: "Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan." -N. Cumalı. 6. fiz. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma.

iletmek
(-i) 1. Götürmek, ulaştırmak, nakletmek, geçirmek: "Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir." -S. Birsel. 2. fiz. Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere götürmek.

ses
is. 1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün: "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." -F. R. Atay. 2. Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim: "Mustafa sesimdeki alaycı tınıdan kuşkulandı." -A. Ümit. 3. mec. Duygu ve düşünce: "Gençliğin sesini duyuran başka bir dergide ..." -Y. Z. Ortaç. 4. mec. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki: Vicdanın sesi. Aklın sesi. 5. müz. Aralarında uyum bulunan titreşimler.

İsimler çok önemli değildir önemli olan kaliteyi sahaya yansıtmak.Kaynak: yenimesaj.com.tr

Önemli olan hocamızın istediğini sahaya en iyi şeklilde yansıtmak.Kaynak: medyaspor.com

Her maça yüzde 100 kapasitemi sahaya yansıtmak için çıkıyorum.Kaynak: sabah.com.tr

Her maça 100'de 100 kapasitemi sahaya yansıtmak için çıkıyorum.Kaynak: sonyorumhaber.com

Işığı yansıtmak yerine emen pigmentler siyah gözükür. Renkler pigmentlerin yansıttığı ışığın dalga boylarına bağlı olarak oluşurlar.
Kaynak: Siyah

İzlandaca isimler Avrupa 'daki pek çok aile isim sisteminden, aile geçmişini yansıtmak yerine doğrudan babayı (veya anneyi) yansıtması
Kaynak: İzlandaca isimler

Kendi duygu larını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır. Empatinin zıt anlamlısı antipati dir. Bebekler üzerinde yapılan
Kaynak: Empati

Fonksiyonel anlamda ise idare ile kastedilen kamu hizmetlerini hayata yansıtmak için sahip olunması gereken nitelikler ve bu örgütün
Kaynak: İdare hukuku

Chuck'ın tek amacının ruhunda geçmiş olanları albüme yansıtmak olduğunu anlayamamışlardı. Ayrıca bu albümde Death'in kadrosu
Kaynak: Human

olan 1.33:1 aşılmış, ve Sinemaskop teknolojisi ile filmleri beyaz perdeye 2.66:1 gibi geniş bir çerçeve oranı ile yansıtmak mümkün olmuştur.
Kaynak: Sinemaskop

Ayrıca istatiki değişiklikleri, yıldan yıla yansıtmak üzere güncelleştirir. Kategori:Video oyunu türleri Kategori:Spor oyunları
Kaynak: Spor oyunu

Moore hikâyeyi hem süper kahraman imgesini incelemek ve yapısöküme uğratmak hem de çağdaş kaygı ve sorunları yansıtmak için bir araç
Kaynak: Gözcüler

Yine bu arada müzisyen, grubu The Kovenant'ın sanatsal yönünü yansıtmak amacıyla sahne adını Lex Icon'a çevirdi. Lex Icon 2004 yılında
Kaynak: Stian Hinderson

Yine bu arada müzisyen, grubu The Kovenant'ın sanatsal yönünü yansıtmak amacıyla sahne adını Lex Icon'a çevirdi. Lex Icon 2004 yılında
Kaynak: Stian Arnesen

Temel amacı çizgilerle "ortam" yaratmak ve gerçekmiş gibi yansıtmak olan mat boyama, bu özelliği ile karakter çizimlerinin şekillendirdiği
Kaynak: Mat boyama

nesnelliğe ağırlık veren üslubunun sertliği ve soğukluğuyla da çağdaş fotoğraf dilinin öncülerinden biri olarak, gerçekliğin özünü yansıtmak istedi.
Kaynak: Albert Renger-Patzsch

Temelde amacı bir insanın etrafında olan biteni olabildiğince gerçekçi olarak dijital ortama yansıtmak olan bir teknik. Dış bağlantılar
Kaynak: Holophonics

Güneş ışığını istenen yere yansıtmak için döndürülebilen bir araç olduğundan bu ismi almıştır. Bu araç sayesinde arazi ölçümü uzmanları,
Kaynak: Helyotrop

sagaların tarihsel olaylar ve gerçeklerden ziyade sanatsal güzellikler yansıtmak amaçlı olduklarını düşündürtse de, bir toplumun gelenek,
Kaynak: Saga

üzerinde şahsi felsefe görüşlerini yansıtmak üzere "Get Rid of Yourself (Kendini Ortadan Kaldır adlı bir sanat filminde de başrol oynamıştır.
Kaynak: Giorgio Agamben

2001 yılında Spielberg, Tenten'i bilgisayar animasyonuyla yansıtmak konusunda ilgisini gösterdi. 2002 Kasım'ında, stüdyosu DreamWorks ,
Kaynak: Tenten'in Maceraları (film)

Türkiye'nin tezlerini dünya kamuoyunda daha doğru ve yaygın bir şekilde yansıtmak, Türkiye'nin sahip olduğu doğal, kültürel, tarihsel ve
Kaynak: Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı

üzerine, ılımlıların görüşlerini yansıtmak üzere 1894'te Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ni (Sociaal-Democratische Arbeiders Partij SDAP) kurdu.
Kaynak: Pieter Jelles Troelstra