yaratmak ne demek?
- 4 sözlük, 5 sonuç.BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
yaratmak anlamı Osm. ibda etmek Fr. créer
Benzeri, eşi, örneği olmayan güzel bir yapıt ortaya koymak, var etmek.
Benzeri, eşi, örneği olmayan güzel bir yapıt ortaya koymak, var etmek.
Divanü Lügati't-Türk
yaratmak anlamı
yaratmak, oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak
yaratmak, oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak
yaratmak anlamı
(Oğuz) oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak
(Oğuz) oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak
Güncel Türkçe Sözlük
yaratmak anlamı
(-i) 1. din b. Allah, olmayan bir şeyi var etmek: "Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı!" -Ö. Seyfettin. 2. (nsz) mec. Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak: "Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk." -F. R. Atay. 3. (nsz) mec. Olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak: Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.
(-i) 1. din b. Allah, olmayan bir şeyi var etmek: "Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı!" -Ö. Seyfettin. 2. (nsz) mec. Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak: "Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk." -F. R. Atay. 3. (nsz) mec. Olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak: Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.
Türkçe - İngilizce
yaratmak anlamı
fiil
1) create
2) beget
3) procreate
4) conceive
5) incur
6) originate
7) compose
8) father
9) call into being
fiil
1) create
2) beget
3) procreate
4) conceive
5) incur
6) originate
7) compose
8) father
9) call into being
yaratmak eş anlamlısı
sebep olmak
neden olmak, yol açmak: "Fakat gördüğü şey, kederini filan unutup enikonu telaşlanmasına sebep oldu." -E. Şafak.
neden olmak, yol açmak: "Fakat gördüğü şey, kederini filan unutup enikonu telaşlanmasına sebep oldu." -E. Şafak.
yapmak
(-i) 1. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek: "Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." -Ç. Altan. 2. (nsz) Olmasına yol açmak: Durgun sular sıtma yapar. 3. (nsz) Yol almak. 4. Onarmak, tamir etmek: Bozulan saatimi saatçi yaptı. 5. (nsz) Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek: "Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım." -R. H. Karay. 6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek: "Şu işi yapıver, diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu." -S. M. Alus. 7. (nsz) Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek: "Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım." -R. H. Karay. 8. Düzenli bir duruma getirmek: Yatak yapmak. Yolu yaptılar. 9. (nsz) Üretmek: Ayakkabı yapmak. 10. (nsz) Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak: Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak. 11. Zarara yol açmak. 12. Etkili olmak. 13. (nsz) Salgılamak, çıkarmak: Tükürük bezleri tükürük yapar. 14. (-e) Dışkı çıkarmak: Çocuk, altına yapmış. 15. Gerçekleştirmek: "İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır." -Y. Z. Ortaç. 16. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek: Ben adamı ne yaparım biliyor musun? 17. (-i, -e) Evlendirmek: Bu kızı sana yapacağız. 18. (yar) Bir durum yaratmak: "Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı." -N. Araz. 19. (yar) Edinmek, sahip olmak: Servet yapmak. Altın yapmak. 20. (yar) Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek: "Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı." -H. Taner. 21. (nsz) Davranmak, hareket etmek: İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak. 22. (nsz) Olmak: Bu kış çok soğuk yaptı.
(-i) 1. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek: "Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." -Ç. Altan. 2. (nsz) Olmasına yol açmak: Durgun sular sıtma yapar. 3. (nsz) Yol almak. 4. Onarmak, tamir etmek: Bozulan saatimi saatçi yaptı. 5. (nsz) Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek: "Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım." -R. H. Karay. 6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek: "Şu işi yapıver, diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu." -S. M. Alus. 7. (nsz) Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek: "Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım." -R. H. Karay. 8. Düzenli bir duruma getirmek: Yatak yapmak. Yolu yaptılar. 9. (nsz) Üretmek: Ayakkabı yapmak. 10. (nsz) Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak: Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak. 11. Zarara yol açmak. 12. Etkili olmak. 13. (nsz) Salgılamak, çıkarmak: Tükürük bezleri tükürük yapar. 14. (-e) Dışkı çıkarmak: Çocuk, altına yapmış. 15. Gerçekleştirmek: "İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır." -Y. Z. Ortaç. 16. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek: Ben adamı ne yaparım biliyor musun? 17. (-i, -e) Evlendirmek: Bu kızı sana yapacağız. 18. (yar) Bir durum yaratmak: "Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı." -N. Araz. 19. (yar) Edinmek, sahip olmak: Servet yapmak. Altın yapmak. 20. (yar) Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek: "Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı." -H. Taner. 21. (nsz) Davranmak, hareket etmek: İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak. 22. (nsz) Olmak: Bu kış çok soğuk yaptı.
zekâ
is. (zekâ:) ruh b. İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset: "Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti." -A. Kutlu.
is. (zekâ:) ruh b. İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset: "Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti." -A. Kutlu.
"yaratmak" için örnek kullanımlar
O yüzden bu film farkındalık yaratmak açısından bambaşka bir proje.
That's why this movie is a completely different project to raise awareness.
Kaynak: sabah.com.trBenimki tamamen kendi şansımı kendim yaratmak üzerine kuruluydu.
Mine is built on a completely create your own luck myself.
Kaynak: habervitrini.comGüven yaratmak için de gizlilik, anlam ve somut ödüller olmalı.
In order to create confidence in the confidentiality, meaning and must be tangible rewards.
Kaynak: sabah.com.trBirinci amacımız böyle bir ortamda farklı bir takım yaratmak.
The first goal is to create such an environment, a different team.
Kaynak: ntvspor.netSynthesizer farklı türde bir müzik yaratmak ve elektriksel sinyaller üretmek için kullanılan bir müzik aletidir. Synthesizer,amfi lerden
Kaynak: Synthesizer
Kaynak: Synthesizer
Açlık grevi, katılımcılarının politik protesto davranışları olarak ya da diğerlerinde suçluluk duygusu yaratmak için genellikle bir yasanın
Kaynak: Açlık grevi
Kaynak: Açlık grevi
Genetikte, melez bir birey yaratmak için farklı çeşitleri veya türlerin birleştirilme işlemidir. Moleküler biyolojide, nükleik asit
Kaynak: Hibritleşme
Kaynak: Hibritleşme
ve diğer psikolojik vasıtaların düşman üzerinde psikolojik baskı yaratmak ve düşman kontrolü altındaki bölgelerdeki düşman gruplarının ve
Kaynak: Psikolojik savaş
Kaynak: Psikolojik savaş
İnsan kaynakları; bir işletme veya kurumun ürün ve hizmet yaratmak amaçlı kullandığı kaynaklardan biridir. İnsan kaynakları ürün ve
Kaynak: İnsan kaynakları
Kaynak: İnsan kaynakları
Enlightenment, basit, hızlı, sade ve kullanışlı bir masaüstü ortamı yaratmak için başlatılan bir projedir. EFL (Enlightenment Foundation
Kaynak: Enlightenment
Kaynak: Enlightenment
Op art, optik resim olarak da bilinen 1960'ların bir resim akımıdır. Renk , çizgi gibi öğeler göz yanılsamaları yaratmak için kullanılır
Kaynak: Op sanatı
Kaynak: Op sanatı
Tıbbiye, Osmanlı İmparatorluğu 'nda tıp dalında öğrenci yetiştirmek ve batılı anlamda bir tıp anlayışına sahip doktorlar yaratmak amacıyla
Kaynak: Tıbbiye
Kaynak: Tıbbiye
Creatio ex nihilo "yoktan var etmek/yaratmak" anlamına gelen Latince deyiş. "yoktan" olsa da kastedilen anlam yine "yoktan var etmek/yaratmak"tır.
Kaynak: Creatio ex nihilo
Kaynak: Creatio ex nihilo
Aliterasyon bir edebi sanat türüdür.Şiir ya da düzyazı da bir uyum yaratmak amacıyla, aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasına aliterasyon
Kaynak: Aliterasyon
Kaynak: Aliterasyon
com, alıcılarla satıcıları buluşturan bir e-ticaret sitesi yaratmak üzere yola çıkan Serkan Borançılı, Burak Divanlıoğlu ve Tolga Kabataş
Kaynak: GittiGidiyor
Kaynak: GittiGidiyor
Wikitravel, "ücretsiz, dünya çapında bir seyahat rehberi yaratmak" amacıyla kurulmuş bir sitedir. Viki tabanlı olan site Temmuz 2003'te
Kaynak: Wikitravel
Kaynak: Wikitravel
Chinampa, daha çok tarım alanı yaratmak için Aztek şehirlerinin etrafındaki bataklıkların saz ve toprak ile kurutularak adacık haline
Kaynak: Chinampa
Kaynak: Chinampa
İlk sayısı Aralık 2004 'te çıkan Marksist Bakış dergisi, işçi sınıfı ve gençlik mücadelelerine Marksist bir önderlik yaratmak ve bu
Kaynak: Marksist Bakış
Kaynak: Marksist Bakış
Algorithmic durum makinesi (ADM) sonlu durumlu makine ler yaratmak için bir yöntemdir. Sayısal tümdevre lerin diyagramlarını temsil etmek
Kaynak: Algoritmik durum makinesi
Kaynak: Algoritmik durum makinesi
1993 yılında rejime karşı ortak bir eylemlilik yaratmak amacıyla PKK , TKP /Kıvılcım , Ekim , MLSPB , TDP , TKP-ML (Hareket) tarafından
Kaynak: Devrimci Demokratik Güç Birliği
Kaynak: Devrimci Demokratik Güç Birliği
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
