balkı ne demek?
- 5 sözlük, 8 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
balkı anlamı
is. 1. Ağrı, sancı. 2. sf. hlk. Güzel, süslü, parlak.
is. 1. Ağrı, sancı. 2. sf. hlk. Güzel, süslü, parlak.
Kişi Adları Sözlüğü
Balkı anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Parıltı, ışık. 2. Güzel, parlak, süslü kimse.3. Şimşek.
Cinsiyet: Kız
1. Parıltı, ışık. 2. Güzel, parlak, süslü kimse.3. Şimşek.
Cinsiyet: Erkek
1. Parıltı, ışık. 2. Güzel, parlak, süslü kimse.3. Şimşek.
Cinsiyet: Kız
1. Parıltı, ışık. 2. Güzel, parlak, süslü kimse.3. Şimşek.
Tarama Sözlüğü
balkı anlamı
Güzel, parlak, süslü.
Güzel, parlak, süslü.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
balkı anlamı
Çok güzel (insan hakkında).
Çok güzel (insan hakkında).
Balkı, *Ilgın -Konya
balkı anlamı
Sancı, ağrı, sızı.
Sancı, ağrı, sızı.
*Kilis -Gaziantep
balkı anlamı
Ağrı.
Ağrı.
Adana
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Balkı anlamı
Konya ili, Ilgın ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Konya ili, Ilgın ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Balkı anlamı
Şanlıurfa ili, Hilvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Hilvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
balkı eş anlamlısı
güzel
sf. 1. Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı: Güzel kız. Güzel çiçek. Yalının en güzel odası bizimdi. 2. İyi, hoş: "Güzel şey canım, milletvekili olmak!" -Ç. Altan. 3. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran: Güzel bir fırsat. 4. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran: Güzel duygular. Güzel hareketler. 5. Görgü kurallarına uygun olan. 6. Sakin, hoş (hava): Güzel bir gece. 7. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı: Güzel vaatler. 8. Pek iyi, doğru: Güzel güzel amma! 9. is. Güzel kız veya kadın. 10. is. Güzellik kraliçesi. 11. zf. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde: Güzel konuştu. 12. zf. Adamakıllı, şiddetli: ": Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler." -Ö. Seyfettin.
sf. 1. Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı: Güzel kız. Güzel çiçek. Yalının en güzel odası bizimdi. 2. İyi, hoş: "Güzel şey canım, milletvekili olmak!" -Ç. Altan. 3. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran: Güzel bir fırsat. 4. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran: Güzel duygular. Güzel hareketler. 5. Görgü kurallarına uygun olan. 6. Sakin, hoş (hava): Güzel bir gece. 7. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı: Güzel vaatler. 8. Pek iyi, doğru: Güzel güzel amma! 9. is. Güzel kız veya kadın. 10. is. Güzellik kraliçesi. 11. zf. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde: Güzel konuştu. 12. zf. Adamakıllı, şiddetli: ": Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler." -Ö. Seyfettin.
parlak
sf. 1. Parlayan, ışıldayan: "Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." -H. E. Adıvar. 2. Temiz ve ışıklı: "Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı." -F. N. Çamlıbel. 3. mec. Göze çarpacak kadar başarılı: "Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık." -A. Gündüz. 4. kaba Yüzü güzel (oğlan).
sf. 1. Parlayan, ışıldayan: "Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." -H. E. Adıvar. 2. Temiz ve ışıklı: "Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı." -F. N. Çamlıbel. 3. mec. Göze çarpacak kadar başarılı: "Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık." -A. Gündüz. 4. kaba Yüzü güzel (oğlan).
sancı
is. 1. İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı: "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." -H. C. Yalçın. 2. mec. Sıkıntı.
is. 1. İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı: "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." -H. C. Yalçın. 2. mec. Sıkıntı.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
