yemlemek ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
yemlemek anlamı
(-i) 1. Hayvana yem vermek, beslemek. 2. Yem takmak: "Paraketalarımızı yemledik, çekidüzen verdik..." -Halikarnas Balıkçısı. 3. mec. Bir kimseyi kandıracak biçimde davranmak: "Harcadığım zamana ve çabaya karşılık elime tek kuruş geçmediği gibi Kâmil Bey'i yemleyebilmek için bir yığın da masrafa girmiştim." -S. Dölek. 4. esk. Toplara ağızotu koymak.
(-i) 1. Hayvana yem vermek, beslemek. 2. Yem takmak: "Paraketalarımızı yemledik, çekidüzen verdik..." -Halikarnas Balıkçısı. 3. mec. Bir kimseyi kandıracak biçimde davranmak: "Harcadığım zamana ve çabaya karşılık elime tek kuruş geçmediği gibi Kâmil Bey'i yemleyebilmek için bir yığın da masrafa girmiştim." -S. Dölek. 4. esk. Toplara ağızotu koymak.
Tarama Sözlüğü
yemlemek anlamı
Yem yidirmek.
Yem yidirmek.
Türkçe - İngilizce
yemlemek anlamı
fiil
1) bait
2) fodder
3) lure
kelime öbeği
1) hold out a carrot to
fiil
1) bait
2) fodder
3) lure
kelime öbeği
1) hold out a carrot to
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yemlemek anlamı
1. Hayvanlara yem vermek. 2. Yedirip içirerek dileğini yaptırmak.
1. Hayvanlara yem vermek. 2. Yedirip içirerek dileğini yaptırmak.
yemlemek eş anlamlısı
beslemek
(-i) 1. Yiyecek ve içeceğini sağlamak: "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." -H. E. Adıvar. 2. Yedirmek: "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." -H. E. Adıvar. 3. Semirtmek. 4. Eklemek, katmak, çoğaltmak: "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." -N. Cumalı. 5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek: "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." -R. N. Güntekin. 6. Yetiştirmek: "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" -H. Taner. 7. mec. Bir duyguyu gönülde yaşatmak: "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." -Y. K. Beyatlı. 8. mec. Maddi yardım yapmak, desteklemek.
(-i) 1. Yiyecek ve içeceğini sağlamak: "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." -H. E. Adıvar. 2. Yedirmek: "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." -H. E. Adıvar. 3. Semirtmek. 4. Eklemek, katmak, çoğaltmak: "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." -N. Cumalı. 5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek: "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." -R. N. Güntekin. 6. Yetiştirmek: "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" -H. Taner. 7. mec. Bir duyguyu gönülde yaşatmak: "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." -Y. K. Beyatlı. 8. mec. Maddi yardım yapmak, desteklemek.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
