Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yığın ne demek?

 - 10 sözlük, 11 sonuç.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı İng. mass Osm. kütle Lat.massa Alm. Masse Fr. Masse
Toplumsal ruhbilim kavramı olarak: 1- Kendi içinde ayrımlaşmamış, ya gelip geçici duygulanımlarla (aynı türden itki, duygu ve heyecanlar yoluyle), ya da bir dış gücün etkisiyle bir bütün oluşturan insan kalabalığı. 2- Yalnızca dıştan bir örgütlenme ile bir araya gelmiş, kişiliklerinden sıyrılmış insanlar topluluğu.

BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı İng. bulk
Genellikle evrelerin sınır yüzeylerinden uzakta olan bölgelerini nitelemek için kullanılan, görece geniş oyluma dağılmış özdek kümesi.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

yığın anlamı Fr. tas, monceau
(tarım)
yığın anlamı Fr. amas
(coğrafya)

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı İng. mass Osm. kitle
Toplumsal örgüt ya da amaç söz konusu olmadan bir araya gelen topluluk.

BSTS / Toplumbilim Terimleri

yığın anlamı İng. mass, masses Osm.kütle Fr. masse, masses
1- Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla kendiliğinden oluşan; örgütlenme ölçüsü ile "biz kümesi" düşünce, duygu ve davranışı en düşük olan kişilerden kurulu toplumsal küme. (Çoğu kez "kalabalık" "toplantı", dahası "sürü davranışlı küme" den ayrılık gösterir). 2- Kimi kez sayılama işlemi çerçevesi içinde, sayılaması yapılan olay yığınına (okur yazarlar, evliler, suçlular, örgütlü işçiler vb.) verilen ad.

BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı İng. mass Osm. kütle
Örgütlenmemiş, yaygın topluluk.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı
[yığda]: Harman yerindeki ekin yığını (Arok *Şarkikaraağaç -Isparta; -Amasya; Beyağıl *Ulukışla, yenikent *Aksaray -Niğde)

Güncel Türkçe Sözlük

yığın anlamı
is. 1. Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe: "Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." -N. F. Kısakürek. 2. Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.

Kimya Terimleri Sözlüğü

yığın anlamı İng. bulk Alm. Haufen Fr. masse
Genellikle madde hallerinin sınır yüzeylerinden uzakta olan bölgelerini nitelemek için kullanılan, nispeten geniş hacme dağılmış madde kümesi.

Türkçe - İngilizce

yığın anlamı
isim
1) stack
2) heap
3) mass
4) pile
5) bulk
6) chunk
7) batch
8) clump
9) conglomeration
10) volume
11) bundle
12) slew
13) mound
14) agglomeration
15) lump
16) raft
17) collection
18) pack
19) congeries
20) crowd
21) swarm
22) aggregation
23) bank
24) tons
25) agglomerate
26) accumulation
27) hill
28) flock
29) huddle
30) force
31) peck
32) drove
33) conglomerate
34) clamp
35) cartload
36) budget
37) wilderness

yığın eş anlamlısı

kitle
is. 1. İnsan topluluğu: "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." -H. E. Adıvar. 2. Kütle.
küme
is. 1. Tümsek biçimindeki yığın. 2. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup: "Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." -N. Nâzım. 3. Tomar. 4. eğt. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. 5. sp. Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk, lig. 6. sp. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri.
kütle
is. 1. Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın. 2. Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kitle. 3. Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı: Seçmen kütlesi. 4. fiz. Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren kat sayı veya nesne niceliği.
tepe
is. 1. Bir şeyin en üstteki bölümü: "Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası: "Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi." -N. Cumalı. 3. tkz. Birinin yanı başı, baş ucu: Tepemde durup canımı sıktı. 4. anat. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü: "Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor." -R. H. Karay. 5. coğ. Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi: "Derenin sağ tarafına yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." -N. Cumalı. 6. mat. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. 7. mat. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. 8. mat. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.

"yığın" için örnek kullanımlar

Belli bir düzen olmadıkça gördüğümüz sadece bir yığın yardım karmaşası.
Unless there is a specific order to help see just a pile of clutter.
Kaynak: haberturk.com
3D transistör, işlemci üzerinde, Intel'in diğer çiplerindeki transistörlerin aksine yığın şeklinde olacak.
3D transistors, processor, Intel Unlike other çiplerindeki transistors will be in a heap.
Kaynak: bilgicagi.com
Günlerdir bir yığın telefon, eposta ve tweet alıyorum 'Kayıp Şehir' dizisinin yaşaması için bir şeyler yazmam konusunda.
A stack of several days of phone, email and tweet I get 'Lost City' to write something for the survival of the series.
Kaynak: maraton.com.tr
İlki, kamu yararına yönelik kalkınma modeli, ikincisi ise çokuluslu yabancı şirketler tarafından ulusal kaynakların yağmalanması ile tanımlanan kalkınma modeli ve insanlara bırakılan bir yığın çöp.
The first is the development model for the public interest, and the latter multinational plunder of national resources by foreign companies and people development model defined by the rubbish heap left.
Kaynak: azinlikca.net
İstatistiksel yığın yahut anakütle yahut evren kavramı istatistik biliminde belirli bir konudaki tüm değişkenlerin ölçülebilecek değerlerini
Kaynak: İstatistiksel yığın
Bilgisayar biliminde yığın son giren ilk çıkar (LIFO - Last In First Out) prensibine sahip veri yapısıdır. Günümüz bilgisayar
Kaynak: Yığın (soyut veri türü)
Kaya Balyaları Stack (yığın) bir sahil yakınında yığın erozyonu ile denize dik ve sık sık kolon veya sütunlar şeklinde oluşan jeolojik yer
Kaynak: Kaya balyaları
Örnekleme istatistik te belirli bir yığın dan alınan kümeyi ifade eder. Örneğin; Türkiye 'deki tüm üniversite sayıları bir yığın iken
Kaynak: Örnekleme
Rahat Sıralama (İngilizce si: Smoothsort) bilgisayar bilimleri nde kullanılan yığın sıralaması algoritmasının türevi olan bir sıralama
Kaynak: Rahat sıralama
Seri üretimin kullanım alanı bir yığın biçiminde işlenmesi gereken maddelerden (gıda , yakıt , kimyasallar , vb.) ayrı ayrı işlenebilen
Kaynak: Seri üretim
Yardang (Türkçe kökenli bir sözcük anlamı dik yığın), jeomorfoloji biliminde, kil ya da kumtaşı gibi gevrek malzemelerde rüzgar ve suyun
Kaynak: Yardang
Ovo, (Moğolca: Овоо "yığın"), Moğol ve Altay halk inancında ve şamanizinde (özellikle Moğolistan'da pek çok yerde bulunan) genellikle
Kaynak: Ovo
ISATAP (Site İçinde Otomatik Tünel Adresleme Protokolü) IPv4 ağının üzerindeki çift-yığın (dual-stack)ağları arasındaki IPv6 paketlerini
Kaynak: ISATAP
Örneğin 6502 mimarisinde, PHA komutu,yığın işaretçisinin gösterdiği ilk yığın konumuna biriktiricinin içeriğini atarken,yığın işaretçisi
Kaynak: Komut kümesi
Yığın ortalaması olan mu için ar x istatistiği; yığın varyansı olan sigma^2 için s'^2 istatistiği (yanlılık düzeltmeli örnek varyansı
Kaynak: Nokta tahmin
Cevher yer altından çıkartıldıktan sonra yığın liç i ile zenginleştirilebilir. geçirmez bir katman üzerine yığın şeklinde konulur. Liç
Kaynak: Altın üretimi
JSM'nin bir parçası olarak gerçekleştirilen çöp toplayıcı, yığın bellekte kullanılmaz hale gelen bölgelerin geriye döndürülmesini sağlar.
Kaynak: Java Sanal Makinesi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.