Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yırtmak ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

yırtmak anlamı
yırtmak

Güncel Türkçe Sözlük

yırtmak, -ar anlamı
(-i) 1. Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak: "Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim." -A. N. Asya. 2. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek: Kedi çocuğun elini yırttı. 3. Yok etmek, bastırmak. 4. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak. 5. mec. Zorlamak: "Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi." -R. H. Karay. 6. mec. Bir işi yapmaktan kurtulmak. 7. mec. Köşeyi dönmek.

Tarama Sözlüğü

yırtmak anlamı
Parçalamak.

Türkçe - İngilizce

yırtmak anlamı
fiil
1) tear
2) rip
3) rip up
4) claw
5) lacerate
6) rend
7) slit
8) rive
9) slash
10) tear to pieces
isim
1) cut the Gordian knot
kelime öbeği
1) squirm out of

yırtmak eş anlamlısı

bastırmak
(-i) 1. Basma işini yaptırmak: "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." -T. Dursun K. 2. Zararlı bir olayı önlemek: Yangını bastırmak. 3. Durdurmak: İsyanı bastırmak. 4. Üstünlüğünü göstermek: "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." -Ö. Seyfettin. 5. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. 6. Gidermek: "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." -N. Araz. 7. Hemen söylemek: Cevabı bastırdı. 8. (nsz) Ansızın birinin yanına gitmek: "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." -O. Rifat. 9. (nsz) Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek: "Kış bastırdığında bu sıcağa rahmet okursunuz." -A. Kulin. 10. (-e) Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek: "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." -E. Bener. 11. hlk. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak.
yok etmek
varlığına son vermek, ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek: "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." -A. İlhan.
zorlamak
(-i) 1. Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek: "Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk." -F. R. Atay. 2. Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak: Gece kapıyı zorlamışlar. 3. (nsz) Üstelemek, ısrar etmek: "Bütün köylü zorladı da bu sefer izin alabildi." -Ö. Seyfettin.

"yırtmak" için örnek kullanımlar

tear | tore | torn | yırtmak | tell | told | told | anlatmak | think | thought | thought | düşünmek | throw | threw | thrown
Kaynak: Düzenli-Düzensiz Fiiller
Bu törenlerde ağıt söylemenin yanısıra, yüz yırtmak, saç yolmak, başa kül dökmek ve beyazlan soyunup siyah giysiler giymek de geleneğin
Kaynak: Yuğ
gahşatmah (gevşetmek, yerinden oynatmak), köynek (gömlek), çerci (gezgin esnaf), üzmek (yırtmak), garış (beddua), gübür (pis toz), cılga (patika)...
Kaynak: Karaoluk, Yeşilyurt
Yas törenlerinde "saç yolmak", "yüz ve yaka yırtmak" adetlerine bilhassa kadınlar arasında rastlanılmaktadır. Abdi Köyündeki Türkmenler
Kaynak: Abdi, Kozaklı
Komplemanın kalıntıları ayrıca hücre zarlarını yırtmak suretiyle hücreleri de doğrudan öldürebilir. Doğuştan gelen sistemin hücresel
Kaynak: Bağışıklık sistemi
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.