Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bariz ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

bariz anlamı
sf. (ba:riz) Açık, göze çarpan, belirgin: "Halk arasında da keder ve sevinç diye iki bariz heyecan olduğuna inanmıştı." -P. Safa.

Kişi Adları Sözlüğü

Bariz anlamı Köken: Ar.
Söyleyiş: (ba:riz) Cinsiyet: Erkek
Açık, gözle görülür, belirgin.

Türkçe - İngilizce

bariz anlamı
sıfat
1) apparent
2) blatant
3) pronounced
4) conspicuous
5) avowed
6) sharp
7) gross
8) blazing
9) as plain as a pikestaff
zarf
1) conspicuously

bariz eş anlamlısı

açık
is. 1. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu: Bütçe açığı. Ülkenin doktor açığı. 2. Belli bir yerin biraz uzağı: Tren yolu nehrin açığından geçer. 3. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri: "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır." -B. Necatigil. 4. sf. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı: "Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik." -R. N. Güntekin. 5. sf. Engelsiz: Açık yol. 6. sf. Örtüsüz, çıplak: "Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı." -A. Kabaklı. 7. sf. Boş: Kâğıtta açık yer kalmadı. 8. sf. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal: Açık kadro. 9. sf. Aralığı çok: Açık adımlarla. 10. sf. Çalışır durumda olan: "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar." -Ö. Seyfettin. 11. sf. Kolay anlaşılır, vazıh: "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim." -R. N. Güntekin. 12. sf. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen: Bu adamın her işi açıktır. 13. sf. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen: "... her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o." -T. Buğra. 14. sf. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." -Ö. Seyfettin. 15. sf. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). 16. zf. Belirgin bir biçimde: "İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?" -M. Yesari.
belirgin
sf. 1. Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih: "Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse." -A. Ümit. 2. zf. Açık bir biçimde: "Kamaranın kapısı daha belirgin tıklatılıyor şimdi." -A. Ağaoğlu.

"bariz" için örnek kullanımlar

Bu sorunların en bariz örneği ise Sille köyünün yaylası olan Parsana.
The most obvious example of these problems is the highland village of Sille Parsana.
Kaynak: merhabahaber.com
Yani bariz hakem hatası nedeniyle biz o maçtan mağlup ayrıldık.
So obvious that game we lost due to failure of the referee broke up.
Kaynak: haber27.com
bize bariz penaltı verilmezken, burada hafif bir dokunmayla penaltı verildi.
blatant penalty not given to us, there was a slight touch penalty.
Kaynak: spor.gazetevatan.com
Son genel seçimlerde kadınların katılımını bariz hissettik.
Obviously felt that women's participation in the last general elections.
Kaynak: haber3.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.