yutturmak ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Divanü Lügati't-Türk
yutturmak anlamı
sildirmek
sildirmek
Güncel Türkçe Sözlük
yutturmak anlamı
(I) (-i, -e) Yutma (I) işini yaptırmak veya yutmasını sağlamak.
(I) (-i, -e) Yutma (I) işini yaptırmak veya yutmasını sağlamak.
yutturmak anlamı
(II) (nsz) Kandırmak, aldatmak: "Çölde karıncalar tosbağaları taşır, bunlar nedir ki diye bir yalan uyduruyor, oğluna yutturuyordu." -R. H. Karay.
(II) (nsz) Kandırmak, aldatmak: "Çölde karıncalar tosbağaları taşır, bunlar nedir ki diye bir yalan uyduruyor, oğluna yutturuyordu." -R. H. Karay.
Türkçe - İngilizce
yutturmak anlamı
fiil
1) foist
2) put across
3) put over
4) con
5) deceive
6) diddle
7) dish out
8) fob
9) plant
10) put off
11) string
12) fob off on
kelime öbeği
1) palm off
fiil
1) foist
2) put across
3) put over
4) con
5) deceive
6) diddle
7) dish out
8) fob
9) plant
10) put off
11) string
12) fob off on
kelime öbeği
1) palm off
yutturmak eş anlamlısı
aldatmak
(-i) 1. Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. 2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak: "Üç defadır bu yezit beni aldatıyor." -B. Felek. 3. Birine verilen sözü tutmamak: Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi. 4. Yalan söylemek. 5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek: "Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor." -Y. K. Beyatlı. 6. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek: "Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır." -P. Safa. 7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. 8. Oyalamak, avutmak.
(-i) 1. Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. 2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak: "Üç defadır bu yezit beni aldatıyor." -B. Felek. 3. Birine verilen sözü tutmamak: Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi. 4. Yalan söylemek. 5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek: "Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor." -Y. K. Beyatlı. 6. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek: "Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır." -P. Safa. 7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. 8. Oyalamak, avutmak.
kandırmak
(-i) 1. Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek: "Bu arkadaşları da ben kandırdım." -S. F. Abasıyanık. 2. Aldatmak: "Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş." -R. H. Karay. 3. İçme, yeme isteğini karşılamak.
(-i) 1. Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek: "Bu arkadaşları da ben kandırdım." -S. F. Abasıyanık. 2. Aldatmak: "Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş." -R. H. Karay. 3. İçme, yeme isteğini karşılamak.
"yutturmak" için örnek kullanımlar
Önceden derdim ki bu ülkede kül yutturmak zor çünkü köklü bir edebiyatı var, sinemada öyle derdim, tiyatro vs.. Ama resimde plastik
Kaynak: Kasım Koçak (ressam)
Kaynak: Kasım Koçak (ressam)
Şimdi Paulun aklına gelen plan ise bu ceseti Raymond diye yutturmak ve tam bir milyon dolar gibi yüklü bir meblağ almaktır. Ancak işler
Kaynak: Arapsaçı (film)
Kaynak: Arapsaçı (film)
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
