It wasn't like you were bringing in a
juvenile delinquent or something.
Eğer bir çocuk suçlu falan getiriyorlar gibi değildi.
Kaynak: foxnews.comPops assumes Jr is a
juvenile delinquent being tried for murder.
Pops Jr cinayetten yargılanan bir çocuk suçlu olduğunu varsayar.
Kaynak: standard.co.ukThe main female thinks she's ugly, and she ends up sitting next to a boy who appears to be a
juvenile delinquent.
Ana kadın o çirkin, ve o bir çocuk suçlu gibi görünen bir oğlan yanında oturan biter sanıyor.
Kaynak: seattlepi.comBut these two films came shortly after they were introduced to the world as the
juvenile delinquent kids in Dead End with Humphrey Bogart.
Ama bu iki film de Humphrey Bogart ile Ölü End çocuk suçlu çocuklar olarak dünyaya tanıtıldı kısa bir süre sonra geldi.
Kaynak: aroundosceola.com