Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

belde ne demek?

 - 4 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Veteriner Hekimlik Tarihi ve Deontoloji Terimleri Sözlüğü

belde anlamı
(hlk.) Hayvanlarda göğsün ön kısmındaki bölge.

Güncel Türkçe Sözlük

belde anlamı
is. esk. 1. İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer. 2. mec. Mekân, yer, çevre: "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." -Y. K. Beyatlı.

Türkçe - İngilizce

belde anlamı
town

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

belde anlamı
1. Eğirmek için hazırlanmış pamuk veya yün yumağı. 2. Fitil, idare, lamba, mum fitili.
belde anlamı
Saç örgüsünün her biri.

*Bor -Niğde

belde anlamı
Palanın ortasına dikilen kolan.

*Karaisalı -Adana

belde eş anlamlısı

çevre
is. 1. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi: "Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." -O. Rifat. 2. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam: "Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim." -A. Ağaoğlu. 3. Sırma işlemeli mendil: "Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti." -M. Yesari. 4. mec. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit: Siyasi çevreler. Sanat çevresi. 5. mec. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit: "Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir." -H. Taner. 6. db. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. 7. mat. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. 8. top. b. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü.
mekân
is. (mekâ:nı) 1. Yer, bulunulan yer. 2. Ev, yurt. 3. gök b. esk. Uzay.
yer
is. 1. gök b. Dünya. 2. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân: "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" -M. Ş. Esendal. 3. Gezinilen, ayakla basılan taban: "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu." -H. Taner. 4. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge: "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır." -R. N. Güntekin. 5. Durum, konum, vaziyet: Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir. 6. Ülke. 7. Görev, makam: "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?" -M. Ş. Esendal. 8. Önem: Uçağın yurt savunmasındaki yeri. 9. İz. 10. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa: Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar. 11. Ekime elverişli toprak parçası, arazi: Çorak yerde ot bitmez. 12. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal: Toplantı yeri. Kaza yeri. 13. Otel, motel vb.nde kalınacak oda: Yeriniz var mı? 14. Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye: "Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi." -H. Taner. 15. mec. Durum, konum: Sen benim yerimde olsan ne yapardın?

"belde" için örnek kullanımlar

Dolayısı ile belde ve köylerdeki nüfusumuz yüzde 11 civarındadır.
Consequently, the population of towns and villages close to 11 per cent.
Kaynak: haber.stargazete.com
22 ilçe ve 168 belde belediye başkanımızı yine topladık ve yeni dönemi anlattık.
22 districts and 168 sub-districts, and the new era mayor told the gathered again.
Kaynak: haber3.com
Antalya'da bir belde belediye başkanı gözaltında.
The mayor of a town in Antalya in custody.
Kaynak: dunyabulteni.net
2 belde de ev iş yerleri sel sularına teslim oldu.
Businesses also home to two towns surrendered to the waters of the flood.
Kaynak: haber7.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.