One of her messages was, "don't
procrastinate," deadlines are looming.
, "Ertelemek değil," son tarihler başgösteren olan onun mesajlarından biri oldu.
Kaynak: govhealthit.comShould he
procrastinate in resigning, the president will most likely fire him.
Istifa oyalanmak halinde, başkanın büyük olasılıkla onu kovar.
Kaynak: gmanetwork.comThe poll also suggests that younger Canadians are more likely to
procrastinate.
Ankette ayrıca genç Kanadalılar oyalanmak için daha muhtemel olduğunu göstermektedir.
Kaynak: winnipegfreepress.comAnyway, I didn't think you were allowed to
procrastinate in public.
Her neyse, sana kamu oyalanmak için izin verildi düşünmüyordu.
Kaynak: news.cnet.com