belirti ne demek?
- 10 sözlük, 11 sonuç.
BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri
belirti anlamı İng. circumstantial evidence Osm. emare Alm. dringend verdächtig, Indizien Fr. indice "comme base de la preuve
Suçun, sanıkça işlendiği kanısını uyandıracak nitelikte olmakla birlikte, bağımsız biçimde ve kesin bir kanıt gücü olmayan ipucu.
BSTS / İç Hastalıkları Terimleri Sözlüğü
belirti anlamı İng. symptom
Hastalık belirtisi. Hasta hayvanların genel durumunda veya organlarında klinik muayenelerle saptanabilen ve normal hayvanlarda görülmesi olağan sayılmayan, anatomik, fizik, şimik ve işlevsel değişikliklerdir, araz, beldek, bulgu, semptom.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
belirti anlamı
karîne.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
belirti anlamı Osm. ârâz Fr. symptôme
(biyoloji)
BSTS / Patoloji Terimleri Sözlüğü
belirti anlamı İng. sign
Veteriner hekim tarafından saptanabilen nesnel hastalık bulgusu veya işlev bozukluğu.
BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü
belirti anlamı İng. symptom Osm. araz
Canlıda düzgülü olmayan durumların geliştiğini belli eden ipucu.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
belirti anlamı İng. indication Osm. alamet, araz
Gözlem yoluyla elde edilen ve bir bilgiye götürebilecek ipucu.
Güncel Türkçe Sözlük
belirti anlamı
is. 1. Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane: "Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." -A. Ümit. 2. tıp Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın göstergesi olan durum veya görüntü, araz, semptom, sendrom.
Türkçe - İngilizce
belirti anlamıisim1) symptom
2) glimpse
3) indication
4) sign
5) evidence
6) tinge
7) token
8) trace
9) spark
10) clinic
11) note
12) streak
13) mark
14) foretoken
15) impression
16) prognostic
17) prognostication
18) spark of
19) s
Tamp
20) strain
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
belirti anlamıGörüntü, hayal: Karşıdaki belirti acaba insan mı, hayvan mı?
*Kangal ve köyleri -Sivas
Çavuşköy *Babaeski -Kırklareli
belirti anlamıGörüntü, gölge: Bir belirti gördüm emme ayıramadım.
Dereçine *Sultandağı Afyon
belirti eş anlamlısı
alamet is. (ala:met, l ince okunur) 1. Belirti, işaret, iz, nişan:
"Komşunun kızında da bir zamandır, sabırsızlık, taşkınlık alametleri çoğalmıştı." -R. H. Karay. 2.
mec. Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
araz is. fel. 1. İlinek. 2.
tıp Belirti:
"Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti." -R. N. Güntekin.
nişan is. 1. İşaret, iz, belirti, alamet. 2. Nişanlanma sırasında yapılan tören:
Bizi nişana çağırdılar. 3. Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma:
Nişanı bozmuşlar. 4. Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef. 5. Hedefi vurmak için silah, ok vb.ne gerekli doğrultuyu verme. 6. Devlet nişanı.
nişane is. (nişa:ne) 1. Ateşli silahlarda hedefin uzaklığına ve bulunduğu yerin yüksekliğine göre namluya gereken yükseliş açısını veren, silahı bu hedefe doğrultmaya yarayan alet. 2. Hedef. 3. Eser, iz, belirti:
"Toprak üzerinden nişaneleri kaldırmak ilim karşısında maziyi unutturmaz." -Y. K. Beyatlı.
sendrom is. 1.
tıp Belirti. 2.
mec. Sıkıntı:
Pazartesi sendromu, komşu sendromu.
"belirti" için örnek kullanımlar
Behzat Özkan, acil servislerin hastanelerin vitrini olduğunu
belirti.
Behzat Ozkan, is a showcase for emergency services, hospitals symptom.
Kaynak: haberekspres.com.trYasal dinleme suçluluğa ait kuvvetli
belirti olması durumunda yapılıyor.
In case of strong evidence of guilt is made lawful interception.
Kaynak: haber7.comHorlama sorununun hastalık değil
belirti olduğunu söyleyen Doç.
Snoring is a symptom not a disease that problem Assoc.
Kaynak: haberturk.comKerry'nin de bu konuda daha ileri bir adım atacağı konusunda bir
belirti yok.
Kerry would take a further step in this regard is not a symptom that.
Kaynak: haber.sol.org.tr