Güncel Türkçe Sözlük
belli anlamı
(I) sf. Beli olan: "Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" -N. Araz.
belli anlamı
(II) sf. 1. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum: "Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." -H. R. Gürpınar. 2. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr: "Kıyafetinden söyleyeceği şeyin ciddiyeti belli." -Ö. Seyfettin. 3. Belirli, muayyen: "Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor." -A. Ağaoğlu.
Türkçe - İngilizce
belli anlamı
sıfat
1) certain
2) specific
3) particular
4) given
5) clear
6) apparent
7) known
8) waisted
9) noticeable
10) express
11) precise
12) manifest
13) conspicuous
14) stated
15) prominent
16) explicit
17) avowed
18) unmistakable
19) perspicuous
20) palpable
21) upfront
22) broad
23) shadowless
24) translucent
25) patent
26) self-evident
27) well-marked
zarf
1) precisely
2) broadly
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
belli anlamıİşaret, nişan
Kozağaç *Şiran -Gümüşhane
*Mut köyleri -İçel
belli anlamıNişanlanırken tarafların birbirine verdiği çamaşır, kumaş,
Altın v.s.: Nişanda konan belli ne imiş?
*Mut köyleri -İçel
belli anlamıElişi kâğıdı.
Beyce *Simav -Kütahya
belli anlamıBu yana, beri.
Gökdere *Akdağmadeni Yozgat
belli anlamı
< ET belgülüg: belli
belli anlamıMalum, belli
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Belli anlamıDiyarbakır ili, Bismil ilçesi,
merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Belli anlamıMardin ili, Kızıltepe ilçesi,
merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.