Go to all sorts of places that provide an avenue for you to
socialise.
Eğer sosyalleşmek için bir yol sağlayan yerlerde her türlü gidin.
Kaynak: newvision.co.ugDiversity is great and anyway who wants to
socialise with clones of one's self?
Çeşitlilik kişinin kendine klonları ile sosyalleşmek isteyen zaten büyük ve nedir?
Kaynak: sacbee.comIt's changed the way we
socialise, do business and consume content.
Biz sosyalizm yolu, iş yapmak ve içeriği tüketmek değişti.
Kaynak: smartcompany.com.auShe's also not going to
socialise with Katie and Declan as if nothing's happened.
O da hiçbir şey olmamış gibi Katie ve Declan ile sosyalleşmek için gitmiyor.
Kaynak: whatsontv.co.ukA mess (also called a messdeck aboard ships) is the place where military personnel
socialise, eat, and (in some cases) live.
Kaynak: MessMess , the place where military personnel
socialise, eat and, in some cases, live. Mess (album), by Fila Brazillia. Mess (river), Luxembourg
Kaynak: Mess (disambiguation)the personal settings and situations where residents seek to realise common values,
socialise youth, and maintain effective social control
Kaynak: Neighbourhood