bağ(I)
is. 1. Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne:
Ayakkabının bağı çözüldü. 2. Sargı:
Yaramın bağını değiştireceğim. 3. Bağlam, deste, demet:
Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz. 4.
mec. İlgi, ilişki, rabıta:
"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." -Anayasa. 5.
anat. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti:
Eklem bağı, asıcı bağ. 6.
den. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. 7.
müz. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret.
bağlam is. 1. Deste. 2. Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısı, kontekst:
"Uygarlık bağlamında Batı ve Doğu diye bir ayrım yapılmamakta bir bütün olarak düşünülmektedir." -A. Cemal. 3.
dil b. Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimler bütünü, kontekst. 4.
ed. Bent.