çürümek (nsz) 1. Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak:
"Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta" -B. R. Eyuboğlu. 2. Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek:
"Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı." -T. Buğra. 3. Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak. 4.
mec. İnsan yıpranmak, çökmek. 5.
mec. Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak.
incinmek (nsz) 1. Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek:
"İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar." -F. N. Çamlıbel. 2.
(-den) mec. Birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak.
morarmak (nsz) 1. Mor bir renk almak. 2. Herhangi bir sıkıntı, darbe veya hastalıkla vücudun bir yeri mor renk almak:
"Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu." -A. Ş. Hisar. 3.
mec. Herhangi bir söz ve davranıştan bozulmak. 4.
mec. Mahcup olmak.
yaralanmak (nsz) 1. Yaralama işi yapılmak:
"Yaralanmıştı, ümitsizdi. Olayı bütün yönleriyle anlattı." -A. Ümit. 2.
mec. Gücenmek, incinmek, kırılmak:
"Gururu yaralanan genç adam, duyduğu acı ile kendisini yeniden yaratmıştı." -Y. Z. Ortaç.