Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

boğmak ne demek?

 - 3 sözlük, 9 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

boğmak, -ğı anlamı
(I) is. Boğum yeri.
boğmak, -ar anlamı
(II) (-i) 1. Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek: "Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak. 3. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek. 4. Renkler uygun düşmemek: Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş. 5. mec. Silik bir duruma getirmek, bastırmak: "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum." -R. H. Karay. 6. (-e) mec. Tamamıyla kaplamak, sarmak: "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu." -M. Yesari. 7. (-i, -e) mec. Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak: "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu." -O. Kemal. 8. (-i, -e) mec. Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak: "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat proGramına dair bir şeyler anlatmaya başladılar." -H. Taner. 9. mec. Gelişmesine engel olmak. 10. (nsz) mec. Bunaltmak: "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu." -R. H. Karay.

Türkçe - İngilizce

boğmak anlamı
fiil
1) choke
2) drown
3) strangle
4) stifle
5) smother
6) suffocate
7) overwhelm
8) inundate
9) asphyxiate
10) smother with
11) throttle
12) burke
13) strangulate
14) whelm
15) glut
16) jugulate

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

boğmak anlamı
Sağnak, şiddetli yağmur.

-Maraş
-Kayseri
Bahçeli *Bor -Niğde

boğmak anlamı
Torba, kese, çuval gibi şeylerin ağzını bağlamak.

-İzmir
İncekum *Silifke, *Mut -İçel

boğmak anlamı
1. Düğüm, boğum. 2. Hayvanların boyunlarına takılan halka. 3. Gerdanlık. 4. Boğum, kas, iki tarafı boğulmuş küçük bir parça. 5. Parmak boğumu.
boğmak anlamı
Ağaç kütüklerini enine parçalamak.

*Bor -Niğde

boğmak anlamı
Boğum

Kütahya ve yöresi

boğmak anlamı
Boğmak, boğarak öldürmek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

boğmak eş anlamlısı

bastırmak
(-i) 1. Basma işini yaptırmak: "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." -T. Dursun K. 2. Zararlı bir olayı önlemek: Yangını bastırmak. 3. Durdurmak: İsyanı bastırmak. 4. Üstünlüğünü göstermek: "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." -Ö. Seyfettin. 5. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. 6. Gidermek: "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." -N. Araz. 7. Hemen söylemek: Cevabı bastırdı. 8. (nsz) Ansızın birinin yanına gitmek: "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." -O. Rifat. 9. (nsz) Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek: "Kış bastırdığında bu sıcağa rahmet okursunuz." -A. Kulin. 10. (-e) Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek: "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." -E. Bener. 11. hlk. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak.
sarmak
(-i) 1. Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek. 2. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek: Ordu düşmanı sardı. 3. Dolayında yer almak. 4. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak: "Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu." -N. Cumalı. 5. Örtmek. 6. Kucaklamak. 7. Yumak yapmak: İpliği sarmak. 8. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak. 9. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek: "Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım." -H. R. Gürpınar. "Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor." -T. Buğra. 10. (-e) Sarılıp tırmanmak: Asma çardağı sardı. 11. (-i, -e) Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak: Kitabı kâğıda sarmak. 12. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak. 13. Saldırmak, hücum etmek: "Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar." -M. Ş. Esendal. 14. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek. 15. mec. Sözle saldırmak, tedirgin etmek: Evdekilerin hepsi bana sarıyor. 16. mec. Hoşuna gitmek, zevkini okşamak: "Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu." -A. H. Tanpınar.

"boğmak" için örnek kullanımlar

Y., karısının kendisini boğmak isteğini ileri sürerek polise başvurdu.
Y., arguing that his wife went to the police request to drown himself.
Kaynak: focushaber.com
Ayrıca bölgede gelişen milli direnişi de boğmak istiyordu.
Also in the area wanted to strangle the growing national resistance.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Barış sürecini boğmak isteyenlere fırsat verilmemeli.
Should not be given the opportunity to those who want to strangle the peace process.
Kaynak: batmancagdas.com
Mûsâ, "Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin?
Moses, "You broke it to drown out the contents of it?
Kaynak: risalehaber.com
Yerinde infaz genellikle kurbanı silahla vurmak, asmak, bıçaklamak, taşlamak, boğmak gibi pratik yöntemlerle ulu orta yapılır. Zehir lemek
Kaynak: Yerinde infaz
30 Eylül 1919 tarihinde Washington'a bildirdiği telgrafta İngilizlerin Kürtleri kullanarak milliyetçi akımı boğmak istediğini bildirmişti.
Kaynak: Ali Galip olayı
Ab Urbe Condita da Tiber nehri taşar ve çamurlu zeminin ikizleri boğmak için yeterli olacağı düşünülerek askerlere bebekleri Tiber'e
Kaynak: Rhea Silvia
Etimoloji: Boğaz, boğmak fiilleriyle bağlantılı olabilir. Ayrıca Man kökü heybetlilik ve büyüklük ifade eder. Türkçede Yağan/Yağna, Moğolca
Kaynak: Mangus
RSI seçimi: 1 | N2L | "Smoke Out" | Dumana boğmak | 2 | Vanda Palma | "La farfalla va" | Kelebek | 3 | Theo | "My Wonderful Life" |
Kaynak: 2013 Eurovision Şarkı Yarışması'nda İsviçre
Örneğin Jack'i öldürürse onu altına boğacağını söyler fakat altında boğmak yerine suda boğar. Onunda tek amacı Jack' in geçmişe dönmesini
Kaynak: Samurai Jack
Bu arada Freddy bodrumdan çıkmış ve Marge'ı yastıkla boğmak üzeredir. Freddy, Nancy ile babasını görünce gözden kaybolur. Nancy babasını
Kaynak: Elm Sokağı Kâbusu
Dokuzuncu belada, Tanrı, Musa'ya Mısır'ı karanlığa boğmak için ellerini göğe kaldırmasını buyurdu. Bu karanlık üç gün boyunca sürdü fakat
Kaynak: On Bela
Kitaplar Brandon ve Phillip'in oğlunu boğmak için kullandıkları iple bağlanmıştır, bu davranış Brandon'ın olaya tüy dikmesidir adeta.
Kaynak: Ölüm Kararı (film, 1948)
Müttefiklerin Balkanlar 'a çıkarma yapmasından önce Yugoslavya'daki Partizan hareketini boğmak isteyen Nazi yönetimi , 1942 -1943 kışında
Kaynak: Yugoslavya Krallığı
Müttefiklerin Balkanlar 'a çıkarma yapmasından önce Yugoslavya'daki Partizan hareketini boğmak isteyen Nazi yönetimi , 1942 -1943 kışında
Kaynak: Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti
ki bu topraklar Rus Devrimi sırasında, devrimi doğduğu gün boğmak isteyen Polonya hükümeti tarafından işgal edilmişti- Finlandiya 'nın
Kaynak: Josef Stalin
Selim kendisini boğmak için saraydaki odasına gelen cellatlarla büyük bir mücadele verdi. Ama sonunda can verdi. IV. Mustafa 'nın adamları
Kaynak: III. Selim
Bolşevik Parti Merkez Komitesi 27 Ağustos 1917'de yaptığı açıkalmada Şubat Devrimi ile kazanışan herşeyi boğmak için Petrograd'a ilerleyen
Kaynak: Ekim Devrimi
Müttefiklerin Balkanlar 'a çıkarma yapmasından önce Yugoslavya'daki Partizan hareketini boğmak isteyen Nazi yönetimi , 1942 -1943 kışında
Kaynak: Yugoslavya

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.