cebelleşmek (-le) Cedelleşmek:
"Şehirde işi zor, cebelleşip duruyor." -T. Dursun K.
çabalamak (nsz) 1. Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak. 2. Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek:
"Çalış, didin, çabala; aklını, bilgini ve emeğini ortaya koy, bir şeyler elde et." -T. Buğra.
tartışmak (nsz, -le) 1. Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak. 2. Karşılıklı ağır sözler söyleyerek yapılan çekişme, münakaşa etmek:
"Usta da ben de tartışmak istemedik adamla." -N. Cumalı. 3.
sp. Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak zayıf yanlarını aramak.
uğraşmak (-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak:
"Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2.
(-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek:
"İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak:
"Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak:
"Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5.
mec. Birine kötü davranmak:
"Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.