Üstelik şimdi ülke, bir de siyasi
çalkantı dönemine giriyor.
And now the country is entering a period of political upheaval.
Kaynak: dunya.milliyet.com.trEvet, bir
çalkantı yaşandı ama barış süreci, akması gereken yerde gidiyor.
Yes, there was a stir, but the peace process, the flow is going where it should.
Kaynak: haberturk.comDoların 1.55'e çıkıp bu civarda olmasının tek açıklaması siyasi
çalkantı.
U.S. dollar to 1.55, the only explanation is out of this political turmoil surrounding area.
Kaynak: habercity.netGazetede son 24 saatte gazetede büyük
çalkantı yaşandı.
There was a great turmoil in the last 24 hours Gazette newspaper.
Kaynak: haber.ekolay.netİmam Nevevi'nin yaşadığı dönemde İslam Dünyası büyük bir sıkıntı ve
çalkantı içerisinde bulunuyordu. Bir taraftan Haçlı Seferleri diğer
Kaynak: NeveviPanama tarihinde kıstağın stratejik öneminden kaynaklanan birçok siyasal
çalkantı yaşanmıştır. Kategori:Kıstaklar.
Kaynak: Panama KıstağıSaraydaki ve Vafd içindeki yolsuzluklara karşı gelişen kitlesel muhalefet sonucunda Kahire 'de
çalkantı ve düzensizlikler baş gösterince
Kaynak: Mustafa NahhasOlayın kamuoyunda büyük
çalkantı yaratması üzerine Cumhuriyeti Koruma Yasası (18 Temmuz 1922) yürürlüğe kondu. Hükümete aşırı uçların
Kaynak: Walther RathenauÜlke siyasi
çalkantı içindedir, Rastislav yeğeni Svatopluk tarafından esir edilmiş durumdadır. Siyasi karışıklık yüzünden Metodius
Kaynak: Kiril ve MetodiusBüyük bir sarsıntı(siyasi
çalkantı ya da savaş) durumunda devlet dağılıp gidebilirdi. Topluma yön verecek olan uzmanlardı(Ahmet Rıza
Kaynak: Jön Türklerİşte ilk Big Bang modelleri bu tür
çalkantı ya da kararsızlıkları açıklamada yetersiz kalmaktaydı. Bu yüzden ilk Big Bang modelleri ortaya
Kaynak: Büyük PatlamaTeklinin piyasaya salınmasının ardından bir diğer
çalkantı oldu. Tekli, Williams'ın diğer teklilerinden çok daha farklı bir yön
Kaynak: Robbie Williams