Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çapmak ne demek?

 - 4 sözlük, 9 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

çapmak anlamı
yüzmek; arı çamurla sıvamak; vurmak
çapmak anlamı
(Uygur) vurmak

Güncel Türkçe Sözlük

çapmak, -ar anlamı
(-i) esk. 1. Koşturmak: Atını çaparak gitti. 2. (nsz) Akın etmek, koşmak: "Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm." -M. Ş. Esendal.

Tarama Sözlüğü

çapmak anlamı
1. Yağma, çapul etmek, saldırmak, atılmak, vurmak, hücum etmek. 2. Koşmak, süratle hareket etmek. 3. Sürmek, koşturmak. 4. Çarpmak, vurup kesmek

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çapmak anlamı
Koşmak, ivmek.

*Dinar -Afyon
-Isparta
Aziziye -Denizli
Alanlı -Aydın
-Manisa
-Kütahya
-Bolu
-İstanbul
*Taşköprü -Kastamonu
-Çankırı
-Sinop
-Samsun
Kızılköy, *Zile, *Erbaa köyleri -Tokat
Parak *Alucra,*Tirebolu, *Şebinkarahisar -Giresun
-Trabzon
*Iğdır -Kars
-Erzurum
*Erciş -Van
*Ahlat -Bitlis
-Diyarbakır
-Muş
Harput, *Palu -Elâzığ
-Malatya
-Urfa
Ağrakos *Suşehri, *Divriği -Sivas
Gürcü *Kızılcahamam -Ankara
-Kayseri
Başhöyük *Kadınhanı -Konya
-Adana

çapmak anlamı
Köpek havlamak.

Başhöyük *Kadınhanı -Konya

çapmak anlamı
Kesmek.

Kerkük

çapmak anlamı
Koşmak

*Dinar -Afyon
-Isparta
Aziziye -Denizli
Alanlı -Aydın
-Manisa
-Kütahya
-Bolu
-İstanbul
*Taşköprü -Kastamonu
-Çankırı
-Sinop
-Samsun
Kızılköy, *Zile, *Erbaa köyleri -Tokat
Parak *Alucra,*Tirebolu, *Şebinkarahisar -Giresun
-Trabzon
*Iğdır -Kars
-Erzurum
*Erciş -Van
*Ahlat -Bitlis
-Diyarbakır
-Muş
Harput, *Palu -Elâzığ
-Malatya
-Urfa
Ağrakos *Suşehri, *Divriği -Sivas
Gürcü *Kızılcahamam -Ankara
-Kayseri
Başhöyük *Kadınhanı -Konya
-Adana

çapmak anlamı
1. Yağmalamak. 2. (At için ) koşmak

Kars

çapmak eş anlamlısı

akın etmek
1) düşman ülkesine saldırmak, baskın yapmak; 2) toplu olarak gitmek, üşüşmek: "Top seslerini duyan halk sahile akın etmeye başlamışlardı." -F. F. Tülbentçi.
koşmak
(I) (nsz) 1. Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek: "Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." -A. Ağaoğlu. 2. Bir yere ivedilikle gitmek: "Pencerede dolaşan gölgelerden bir şeyler sezmeye çalışarak koşuyorum." -Y. Z. Ortaç. 3. Bir işle çok ilgilenmek, koşuşturmak: "Yok, yok, dedi, akşamdan beri ben koştum, biraz da onlar yorulsunlar." -M. Ş. Esendal. 4. Koşuya çıkmak: Doru at bugün koşmayacak. 5. mec. Kovalamak, üstüne düşmek, izlemek: İki yıldır bu işin peşinden koşuyorum.
koşmak
(II) (-e) 1. Birlikte iş görmesi için bir şeyi başka birinin yanına katmak, arkadaş olarak vermek. 2. Hayvanı çekeceği arabaya, sabana vb.ne bağlamak: Atları arabaya koşmak. 3. (nsz) Şart ileri sürmek: "Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar." -R. H. Karay. 4. Birini, bir işte görevlendirmek: İşe koşmak.
koşturmak
(-i) 1. Koşma işini yaptırmak: Atları hızla koşturdu. 2. Çok hızlı koşmak: "Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu." -A. Kulin. 3. (-i, -e) Çabucak göndermek: "Lalayı karakola koşturdular." -R. N. Güntekin. 4. mec. Çabalamak, uğraşmak: "İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır." -O. S. Orhon.

"çapmak" için örnek kullanımlar

sözcukleri kullanırlar bunlara örnek; gitmek yerine aparmak, kosmak yerine çapmak, banyo yerine çimecek, elbise yerine esbap gömlek yerine köynek..
Kaynak: Beybostan, Gerger

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.