Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

darılmak ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

darılmak anlamı
(nsz) 1. Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek: "Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı?" -Ö. Seyfettin. 2. Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek: "Sinirlenmek, darılmak, kin taşımak ne olduğunu bilmezdi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Azarlamak, paylamak.

Türkçe - İngilizce

darılmak anlamı
fiil
1) take offense
2) cross
3) get angry to
4) be in a huff
5) pout
6) be vexed with

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

darılmak anlamı
Darılmak, gücenmek

Diyarbakır

darılmak eş anlamlısı

alınmak
(nsz, -e) 1. Alma işi yapılmak: "Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş." -H. R. Gürpınar. 2. Elde edilmek: "Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak." -H. R. Gürpınar. 3. (-den) Uyarlanmak. 4. (-e, -den) mec. Bir sözün, bir davranışın kendisine söylediğini veya yapıldığını sanarak incinmek, kırılmak.
azarlamak
(-i) Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek.
gücenmek
(nsz, -e) Birinin beklenilmeyen bir davranışı veya sözü karşısında kırgınlık duymak, kırılmak: "Kendisine uygulanan bu tavırdan ne darılmıştı ne gücenmişti." -N. Araz.
incinmek
(nsz) 1. Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek: "İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar." -F. N. Çamlıbel. 2. (-den) mec. Birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak.
kırılmak
(nsz) 1. Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak. 2. Bükülerek kat yeri oluşturmak. 3. Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek. 4. (-e) Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek. 5. Kırgınlık duymak: "Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor." -S. F. Abasıyanık. 6. mec. Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. 7. mec. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak: "Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı." -P. Safa. 8. (-den) mec. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak. 9. fiz. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek.
paylamak
(-i) Birine kusurundan ötürü sert sözler söylemek, azarlamak: "Görümcesi onu paylıyor, o ise Kutlu'nun yüzüne bakıyordu, duymamacasına." -N. Araz.

"darılmak" için örnek kullanımlar

darılmak dikeç: kağnı arabalarıda sapın dökülmemesi için yanlara konan ağaç dayah: kağnı okunun yere düşmemesi için veya arabayı durdurmak
Kaynak: Mengensofular, Şarkışla

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.