dayanak is. 1. Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet. 2.
mec. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt. 3.
mec. Destek, dayanak noktası:
"Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu." -T. Buğra. 4.
fel. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel.
sabır is. 1. Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç:
"Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi." -A. Ağaoğlu. 2. Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.