Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

derin ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

derin anlamı
Yayla evciği kurma tahtası. (Kızılca *Bor -Niğde)

Güncel Türkçe Sözlük

derin anlamı
sf. 1. Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan: "Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor." -Ö. Seyfettin. 2. Yüzeyden içeri inen. 3. Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan: Derin bir bilgin. 4. Yoğun: "Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev." -A. Kulin. 5. Uzun süren: "Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi." -P. Safa. 6. mec. Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan: "Üzerindeki tesirleri ölçmek için derin tetkikler yapmak lazımdır." -F. R. Atay. 7. mec. İçten gelen: "Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum." -A. Ağaoğlu. 8. is. mec. Dip: "Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde" -Y. K. Beyatlı.

Kişi Adları Sözlüğü

Derin anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Kız
1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
Cinsiyet: Erkek
1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.

Türkçe - İngilizce

derin anlamı
sıfat
1) deep
2) profound
3) sound
4) abstruse
5) recondite
6) religious
7) fathomless

derin eş anlamlısı

dip
is. 1. Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü: "Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor." -A. Ümit. 2. Taban: Tencerenin dibi. 3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı: "Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi." -A. Kulin. 4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü: "Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu." -A. İlhan. 5. hlk. Arka, kıç: "Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir." -E. E. Talu.
yoğun
sf. 1. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. 2. Koyu, kalın: Yoğun bir sis. 3. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.): "Puslu havaya yoğun bir kükürt kokusu sinmiş." -A. Ağaoğlu. 4. mec. Artmış, çoğalmış bir durumda olan: O bölgede nüfus yoğundur. 5. mec. Dolu, sıkı, sıkışık, çok. 6. mec. Şişman, iri, tombul: "İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar..." -A. İlhan. 7. hlk. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

"derin" için örnek kullanımlar

Gerçek Yağmur'u uzaklaştırmak isteyen Derin bunda başarılı olamadı.
Real Yağmur looking away deep she could not succeed.
Kaynak: haber01.com
Yoksa bunun derin kişi olmakla, müdahale etmekle bir alakası yok.
Otherwise, it is a deep person, has nothing to do to respond will.
Kaynak: fanatik.com.tr
MİT'in içinde teşkilattan bağımsız çalışan gruba dikkat çekti. Derin iddia.
Within the organization and from the MIT group drew attention to the self-employed. Deep claim.
Kaynak: takvim.com.tr
Geçmişte derin devlete çalışan bir sürü hokkabaz var.
In the past, there is a deep conjure up a lot of running the state.
Kaynak: turktime.com
Derin devlet, Anayasa 'da belirlenmiş devlet yapısı dışında oluşturulan devlet yapısını ifade eden siyasi terim. kullanmalarına derin devlet adı verilir.
Kaynak: Derin devlet
Meditasyon, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde "derin düşünme" anlamına gelmekte olan bir
Kaynak: Meditasyon
Kola derin sondajı (Rusça : Кольская сверхглубокая скважина) Sovyetler Birliği tarafından Kola Yarımadası nda yapılan bilimsel sondaj
Kaynak: Kola derin sondajı

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.