dinmek ne demek?
- 4 sözlük, 7 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
dinmek, -er anlamı
(nsz) 1. Sona ermek, bitmek, durmak: "Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum." -Y. K. Beyatlı. 2. Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak: "Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı" -O. V. Kanık.
(nsz) 1. Sona ermek, bitmek, durmak: "Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum." -Y. K. Beyatlı. 2. Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak: "Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı" -O. V. Kanık.
Tarama Sözlüğü
dinmek anlamı
Sâkin olmak, sükût etmek, susmak
Sâkin olmak, sükût etmek, susmak
Türkçe - İngilizce
dinmek anlamı
fiil
1) pass
2) cease
3) leave off
4) blow out
5) quiet down
6) quieten
7) let up
8) pass off
9) lay
fiil
1) pass
2) cease
3) leave off
4) blow out
5) quiet down
6) quieten
7) let up
8) pass off
9) lay
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dinmek anlamı
Çok yorulup iş göremez hale gelmek.
Çok yorulup iş göremez hale gelmek.
İnsan ve hayvan: Bugün çok dindim.İğdecik -Isparta
Sürez *Bozdoğan -Aydın
Kazanlı, Balabanlı, *demiş -İzmir
Demirkapı, *Susurluk -Balıkesir
Hortu *Ereğli -Konya
dinmek anlamı
1. Söylemek. 2. Sataşmak.
1. Söylemek. 2. Sataşmak.
dinmek anlamı
1. Durmak. 2. Susmak.
1. Durmak. 2. Susmak.
diñmek anlamı
Dinmek
Dinmek
Güney-Batı Anadolu
dinmek eş anlamlısı
bitmek
(I) (nsz) 1. Tükenmek: "Dün akşam param bitmişti." -S. F. Abasıyanık. 2. Sona ermek: "Kıran kırana bir güreş bitmiş, Büyük Millet Meclisi, Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmiştir." -T. Buğra. 3. mec. Çok yorulmak. 4. mec. Güçsüz kalmak, çok zayıflamak. 5. (-e) argo Çok sevmek, bayılmak, beğenmek: "Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim." -H. Taner.
(I) (nsz) 1. Tükenmek: "Dün akşam param bitmişti." -S. F. Abasıyanık. 2. Sona ermek: "Kıran kırana bir güreş bitmiş, Büyük Millet Meclisi, Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmiştir." -T. Buğra. 3. mec. Çok yorulmak. 4. mec. Güçsüz kalmak, çok zayıflamak. 5. (-e) argo Çok sevmek, bayılmak, beğenmek: "Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim." -H. Taner.
bitmek
(II) (nsz) 1. Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek: "Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?" -F. R. Atay. 2. Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak: "Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu." -M. Mungan.
(II) (nsz) 1. Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek: "Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?" -F. R. Atay. 2. Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak: "Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu." -M. Mungan.
durmak
(nsz) 1. Hareketsiz durumda olmak: "Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. İşlemez olmak, çalışmamak: "Bileğimdeki saat durmuş." -A. Gündüz. 3. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek: "Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim." -N. Cumalı. 4. Dinmek, kesilmek: Yağmur durdu. 5. Varlığını sürdürmek: Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor. 6. Var olmak: Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim? 7. Beklemek, dikilmek: "Oturacak değil, ayakta duracak yer yok." -R. N. Güntekin. 8. Yaşamak: Anneannen duruyor mu? 9. Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak: Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu? 10. Kalmak: "Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış!" -M. Yesari. 11. Bir yerde olmak veya bulunmak: "Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu." -T. Buğra. 12. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak: "Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum." -H. Taner. 13. Ara vermek: Sabahtan beri hiç durmadım. 14. Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. 15. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi.
(nsz) 1. Hareketsiz durumda olmak: "Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. İşlemez olmak, çalışmamak: "Bileğimdeki saat durmuş." -A. Gündüz. 3. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek: "Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim." -N. Cumalı. 4. Dinmek, kesilmek: Yağmur durdu. 5. Varlığını sürdürmek: Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor. 6. Var olmak: Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim? 7. Beklemek, dikilmek: "Oturacak değil, ayakta duracak yer yok." -R. N. Güntekin. 8. Yaşamak: Anneannen duruyor mu? 9. Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak: Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu? 10. Kalmak: "Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış!" -M. Yesari. 11. Bir yerde olmak veya bulunmak: "Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu." -T. Buğra. 12. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak: "Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum." -H. Taner. 13. Ara vermek: Sabahtan beri hiç durmadım. 14. Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. 15. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi.
"dinmek" için örnek kullanımlar
Göktaşı ile ilgili ihtiraslar geçen hafta boyunca dinmek bilmedi.
Meteorite did not know about the passions cease during the past week.
Kaynak: turkish.ruvr.ruBAŞBAKAN Erdoğan'ın Ergin Saygun'u ziyaretinin artçı tesiri dinmek bilmiyor.
After-effect of the visit of the Prime Minister Ergin Saygun remains unabated.
Kaynak: haberturk.comTepelerden ara vermeyen bir kış yağmuru inmekte ve dinmek nedir bilmemektedir.
What does not pass a winter break from the hills and does not know the rain drops.
Kaynak: yerelgundem.comFox ekranlarında Yer Gök Aşk fırtınası dinmek bilmiyor.
Fox screens, storm Earth Sky Love remains unabated.
Kaynak: stargundem.comGödel, gençliğinde, dinmek bilmeyen soruları yüzünden ailesi içinde Der Herr Warum ("Bay Neden") olarak anılırdı. Abisi Rudolf'a göre, Kurt
Kaynak: Kurt Gödel
Kaynak: Kurt Gödel
Bu fırtınanın dinmek bilmeyeceği diğer turda Los Angeles Clippers eşleşmesinde de görüldü. Clippers'i de 4-0 ile süpüren San Antonio, bu
Kaynak: San Antonio Spurs
Kaynak: San Antonio Spurs
Romanlarin karakterleri, zenginlikten, sefalet, yokluk ve dinmek bilmeyen catismalara sürüklenen bir ailenin bireyleriydi. Sembolizm
Kaynak: Fransız edebiyatı
Kaynak: Fransız edebiyatı
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
