Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

dolanmak ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

dolanmak anlamı
(-e) 1. Bir şeyin çevresine sarılmak: "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu." -H. E. Adıvar. 2. (nsz) Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak: "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi." -Ç. Altan. 3. (nsz) Karışmak, dolaşmak. 4. (-de) Gelişigüzel gezmek: "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu." -N. Cumalı.

Tarama Sözlüğü

dolanmak anlamı
Dolaşmak

Türkçe - İngilizce

dolanmak anlamı
fiil
1) coil
2) wind
3) coil up

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

dolanmak anlamı
Meyil göstermek, kur yapmak.

*Maçka -Trabzon

dolanmak anlamı
Dolaşmak, gezinmek

Erzurum

dolanmak anlamı
< ET tolamak: dolaşmak; gezinmek; işlemek. || eli dolanmak: alış-verişten beş-on kuruş Geliri olmak
dolanmak anlamı
Dolanmak gezinmek

Uşak

dolanmak eş anlamlısı

dolaşmak
(nsz) 1. Gezmek, gezinmek: "Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor." -M. Ş. Esendal. 2. Doğru gitmeyip yolu uzatmak: Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız. 3. Dönüp başka bir yönden gelmek: Dolaş da arka kapıdan gel. 4. Kan, damarlarda yer değiştirmek: Damarlarında aynı kan dolaşıyor. 5. Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek: Saçları taranmamaktan dolaşmış. 6. (-i) Bir yeri belli bir amaçla gezmek: Müzeleri dolaşmak. 7. Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek. 8. Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek. 9. müz. Gezinmek. 10. mec. Çok kimse tarafından söylenmek. 11. mec. Belirmek: "Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum." -Y. K. Karaosmanoğlu.
gezmek
(nsz) 1. Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek: "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." -O. C. Kaygılı. 2. Bir yerde dolaşmak, yürümek: "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." -S. F. Abasıyanık. 3. Gitmek, başvurmak. 4. Bulunmak: Şapkam burada ne geziyor? 5. (-i) Bir yeri görüp incelemek. 6. Hasta ayağa kalkmak: Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı. 7. Herhangi bir biçimde gezinmek: Bu giysiyle gezemem. 8. (-i) Bir yerde gezi yapmak: Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik.
karışmak
(-e) 1. İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek: "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." -H. R. Gürpınar. 2. Düzensiz, dağınık olmak: "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." -R. H. Karay. 3. (nsz) Bulanmak, duruluğunu yitirmek: Hava birden karıştı. Zihnim karıştı. 4. (nsz) Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek: "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." -M. Ş. Esendal. 5. Müdahale etmek, araya girmek: "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." -F. R. Atay. 6. Engellemek, araya girmek. 7. Bir araya gelmek, katılmak: "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." -Ö. Seyfettin. 8. İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak: "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" -M. Ş. Esendal. 9. Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak: Bu işe belediye karışır.

"dolanmak" için örnek kullanımlar

Kιzιl Ağustos sιcağιnda öğle vakti Lefkoşa'da dιşarιda dolanmak için ya acil bir işiniz olmalι, ya da kafayι biraz üşütmüş olmalιsιnιz.
August Kιzιl sιcağιnda to wander outdoors or in an emergency at noon in Nicosia olmalι your business, or kafayι olmalιsιnιz a little cold.
Kaynak: kibrispostasi.com
Taze bir nefes, karanlık gündemin boğduğu günlerde huzurlu bir bahçede dolanmak gibi bu albümü dinlemek… Grubun naifliği ve sadeliği ruha iyi geliyor.
A breath of fresh, dark agenda to listen to this album, such as wind drowned recently in a peaceful garden ... naifliği and simplicity of the group is good for the soul.
Kaynak: birgun.net
Buzların erimesi ve buzlara dayanıklı gemilerin yapılmasıyla 2050'de gemilerin halihazırda normal gemilerin gittiği 'kuzey deniz rotasını' dolanmak yerine Kuzey Kutbu'nun ortasından direkt olarak geçeceği belirtildi.
In 2050 the construction of the ice melting and ice-resistant vessels vessels vessels already beaten normal 'northern sea route' rather than wander around the middle of the North Pole will pass directly specified.
Kaynak: bursadabugun.com
İngilteresinde müzik aşığı bir grup uçuk radyocunun yasaların etrafından dolanmak için köhne bir balıkçı teknesine stüdyo kurarak İngiltere
Kaynak: Rock'n Roll Teknesi
Bu önemli kara ve demiryolu kavşağının kaybıyla Alman kuvvetleri kentin dışından dolanmak zorunda kalacaklardı. Bu ise, hareketi iyice
Kaynak: Kamenets-Podolski kuşatma halkası
i etrafından dolanmak yerine -i etrafından dolanan bir yay için yapılan benzer bir tartışma t int_-infty^infty e^ itz over z^2+1,dz
Kaynak: Kalıntı teoremi
Fakat 0,015 AB 'den daha yakında dolanmak, çekirdeği dışında gezegenin tamâmen buharlaşması demek olabilir. Sıcak Jüpiterli sistemlerde
Kaynak: Sıcak Jüpiter
Burada P yörüngeyi dolanmak için geçen zaman (periyot) ve P/2π radyan başına zamandır. G kütleçekim sabiti, M güneşin kütlesi ve m
Kaynak: Kepler'in gezegensel hareket yasaları
Bu durumda Alman birlikleri tepenin çevresinden dolanmak zorunda kaldılar. Birlikler birbiri ardına, araziye hakim tepedeki zapt edilmez
Kaynak: Korsun-Şevçenkovski Taarruzu
geçtiler Tarafsızlık kurallarının çevresinden dolanmak için 16 Ağustos'ta Almanlar iki geminin Osmanlı Donanması'na katıldığını ilan ettiler.
Kaynak: Yavuz Muharebe Kruvazörü

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.