Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

eşit ne demek?

 - 9 sözlük, 10 sonuç.

BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü

eşit anlamı
bakınız» düzgün.

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

eşit anlamı İng. equal Osm. müsavi, mütesavi Lat.aequalis Alm.gleich Fr. Égal
1- Geçişli, yansımalı ve bakışımlı bir ikili bağıntı türü. 2- Eş. 3- Yapısı, niteliği, değeri, ölçüsü, niceliği vb. bir olan.
eşit anlamı İng. equal Alm. gleich Fr. égal Az. beraber
(…)

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

eşit anlamı
müsâvi. ~ olarak, eşitçe; müsâvâten, mütesâviyen.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

eşit anlamı Osm. müsavi Fr.égal
(matematik)

BSTS / Yumrukoyunu Terimleri Sözlüğü

eşit anlamı İng. Tie Osm.Berabere Alm. Unentschieden
İki yumrukoyuncusunun karşılaşma sonunda birbirine denk gelmesi halinde varılan sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

eşit anlamı
sf. 1. Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi: "Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler." -S. Birsel. 2. Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse): "Herkes ... kanun önünde eşittir." -Anayasa.

Kişi Adları Sözlüğü

Eşit anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Niteliği, değeri, biçimi, görünüşü bir olan. 2. Aynı düzeyde olan.

Türkçe - İngilizce

eşit anlamı
sıfat
1) equivalent
2) equal
3) even
4) tanTamount
5) coordinate
6) commensurate
7) coequal
isim
1) coequal
zarf
1) on a par with
ön ek
1) equi-
2) iso-

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

eşit anlamı
Aynı, muvazeneli

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

eşit eş anlamlısı

boyut
is. 1. Bir cismin herhangi bir yöndeki uzantısı. 2. mec. Genişlik, kapsam: "Belki öteden beri böyleydi ama son üç senedir radikalliği etrafındakilere kaygı verecek boyutlara ulaşmıştı." -E. Şafak. 3. mec. Durum, nitelik: "Yeni boyutlar, düşünme olanakları kazandığımı sanarak ayrıldım tiyatrodan." -N. Cumalı. 4. mat. Doğruların, yüzeylerin veya cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan uzunluk, genişlik ve derinlikten her biri, buut: "Boyutları da çok farklı, ince uzun bir dergi." -A. Ümit. 5. sin. ve TV Film veya fotoğrafta boyut, format.
değer
is. 1. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet, valör. 2. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha: "Bildiği bütün Fransızcayı toparlayarak vitrindeki kravatın değerini sordu." -N. Hikmet. 3. Yüksek ve yararlı nitelik. 4. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse: "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." -İ. O. Anar. 5. fel. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. 6. mat. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. 7. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü: "Edebiyat, sanat, fikir, ilim ve başlıca değerlerimize toptan bir bakış lütfeder misiniz, efendim!" -A. Kabaklı.
müsavi
sf. (müsa:vi:) Eşit: "Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi." -Ö. Seyfettin.
yapı
is. 1. Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. 2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. 3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme: Kırıkkale yapısı bir tabanca. 4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür: "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." -Y. Z. Ortaç. 5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür: Dil yapısı. Cümle yapısı. 6. fel. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. 7. top. b. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.

"eşit" için örnek kullanımlar

Schalke 04 Oursal Başkanı Rehberg: Galatasaray ile tur şansımız eşit.
President of FC Schalke 04 Oursal Rehberg: an equal chance to tour with Galatasaray.
Kaynak: timeturk.com
Halihazırda öğrencilerin eşit fırsatlarda yarıştıkları iddia edilemez.
Currently, students can not claim to compete equally occasions.
Kaynak: aksiyon.com.tr
Kadınların, ehliyetsiz grupla eşit görülmesinde problem var.
Women, the incidence of the same group of incompetent problem.
Kaynak: aksam.com.tr
Her kadının erkek ile çalışma hayatında eşit şartlarda olması gerekiyor.
Every woman needs to be on equal terms with men in working life.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Genel ve eşit oy hakkı veya Evrensel oy hakkı (Universal suffrage), yetişkinliğe ulaşmış her bir vatandaşın oy kullanma hakkının devlet
Kaynak: Genel oy hakkı
Herhangi bir olgunun türevinin sıfıra eşit olma durumu veya farklı etmenler altında değişen olgularda karşıt etmenlerin birbirine eşit
Kaynak: Denge
Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir
Kaynak: Demokrasi
Doğrusal hareket veya Çizgisel hareket, bir doğru üzerinde eşit zaman aralıklarında eşit yollar alan, yani hızı sabit olan bir noktanın
Kaynak: Doğrusal hareket
Kadın hakları, kadın ların erkek lere eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hak ların tamamına verilen isim
Kaynak: Kadın hakları
Kaynama noktası, sıvının buhar basıncı nın dış basınca eşit olduğu andaki sıcaklığıdır. Buhar basıncı yüksek olan sıvılar uçucudur ve
Kaynak: Kaynama noktası
Hermisyen matris karmaşık eşleniğinin transpozesi kendisine eşit olan matrislere verilen genel addır. Transpozesinin kendisine eşit
Kaynak: Hermisyen matris
Çember, düzlem de sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktaların kümesinin oluşturduğu yuvarlak, geometrik şekil. Çemberin
Kaynak: Çember
Güneş kütlesi, gökbilim de yıldız ve gökada ların kütle lerini ifade etmek için kullanılır. Güneş 'in kütlesine eşit ve Dünya 'nın
Kaynak: Güneş kütlesi
Açıortay, geometri de bir açıyı iki eşit açı şeklinde bölen yapı. Bir açıya teğet tüm çemberler çizilerek merkezleri birleştirilirse, o
Kaynak: Açıortay
Dakika, 1 saat in 1/60'ına ve 60 saniye ye eşit olan zaman birimidir. Aynı zamanda 1 derece nin 1/60'ını da simgeler. Kısaca dk'tır.
Kaynak: Dakika
Knot (okunuşu: nat) saatte 1 deniz miline eşit hız birimi. 1 kn 1 deniz mili /saat 1,852 km/saat≈1,151 mph. Yaygın olarak denizcilik ve
Kaynak: Knot
Açısal dakika veya MOA bir derece nin altmışta birine eşit bir açısal ölçü birimidir Bir derece bir dairenin üçyüz altmışta biri olarak
Kaynak: Açısal dakika
Bütün kenar ları ve açı ları (90'ar derece) birbirine eşit olan dörtgen dir. Matematiğin en temel geometrik şekilleri arasındadır.
Kaynak: Kare
Çap, bir çember in merkezinden geçen ve çemberi iki eşit parçaya bölen doğru çizgisine verilen addır ve yarıçap 'ın 2 katı uzunluğundadır
Kaynak: Çap
Dikdörtgen, karşılıklı kenarları birbirine eşit, dik ve paralel olan dörtgen e denir. Bir dikdörtgende, karşılıklı kenarların orta
Kaynak: Dikdörtgen
2005 ÖSS sayısal ve eşit ağırlık puan türlerinde Türkiye 'nin en başarılı okullarından biri olmuştur. İzmir Fen Lisesi nin yıllardır
Kaynak: Aydın Fen Lisesi
W Ursae Majoris değişeni ışık eğrilerinde izlenen neredeyse eşit derinlikli iki minimum ve süreklilik gösteren ışık değişimleri ile
Kaynak: W Ursae Majoris değişeni
Paralel, uzunluğu boyunca birbirinden eşit uzaklıkta bulunan doğru ya da düzlem lerin birbirlerine göre durumlarını tanımlamakta
Kaynak: Paralel

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.