düzenli
sf. 1. Düzeni olan, yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam: "Hele, düzenli giyim diye bir dertleri hiç yoktur." -S. Ayverdi. 2. Sistemli, nizamlı, metodik.

fondöten
is. Cildi pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için kadınların yüzlerine sürdükleri yarı sıvı veya boyalı krem, düzgün.

insicamlı
sf. Düzgün, tutarlı.

iyi
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı: "Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." -F. R. Atay. 2. Bol, yararlı, kazançlı: İyi yağmur yağdı. 3. Çok: İyi para kazandı. 4. Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren: İyi haber. 5. Esen, sağlıklı: "İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." -N. F. Kısakürek. 6. Yerinde, uygun: İyi bir cevap. 7. Doğru olan: İyisi bu işe karışmamaktır. 8. Yeterli, yetecek miktarda olan: Bu yün, hırka için iyidir. "Annemin simasını şimdi iyi hatırlayamıyorum." -Y. K. Beyatlı. 9. is. Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not. 10. zf. İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde: İyi konuştu. "Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar." -M. Ş. Esendal.

kusursuz
sf. Kusuru olmayan, mükemmel: "Kadının kendi şiir hem kusursuz bir şiir." -A. Gündüz.

muntazam
sf. 1. Düzgün. 2. Düzenli, derli toplu: "İyilerin muntazam tamlığında bulamadığını, onlardan uzaklarda aramaya karar vermişti." -E. Şafak. 3. zf. Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde: "Bizi beslemek için muntazam yumurtlarlar." -Ö. Seyfettin.

rabıtalı
sf. 1. Düzgün, düzenli: "Acaba Gecik'te rabıtalı bir ev bulmak kabil mi?" -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Sözünü bilen, tutarlı, ağırbaşlı: "Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun." -A. Ş. Hisar. 3. Bağlantılı.

Kurumsal olmayan firmalar ise bunu düzgün ödemeyip fiyat kırdılar.Kaynak: aksam.com.tr

Bunun nedeni, kanın kalpten düzgün bir şekilde pompalanmaması olabilir.Kaynak: haberler.com

Deniz; ailesine düşkün, saygılı, terbiyeli, düzgün bir delikanlıdır.Kaynak: pirsushaber.com

Hayatımın dışarıdan bu kadar düzgün görünmesinin sebebi de bu aslında.Kaynak: sabah.com.tr

Sabit bir kuvvet, büyüklüğü değişmeyen hız vektörüne sürekli ve dik olarak etki ederse, cisme, R yarıçaplı çember üzerinde düzgün dönme
Kaynak: Düzgün dairesel hareket

Ayrıca kenarları ve iç açıları eşitse düzgün altıgen olarak adlandırılır. Düzgün altıgenin iç açı larının her biri 120°'dir.
Kaynak: Altıgen

Platonik cisim, beş katı cisim veya düzgün katı cisim, bütün kenarları eşit ve yüzeyleri düzgün çokgen olan katı cisim dir.
Kaynak: Platonik cisim

Ayna, ışığın % 100'e yakın bir kısmını düzgün olarak yansıtan cilalı yüzey . Metal yüzeylerin parlatılmasıyla ilk ayna elde edilmiştir.
Kaynak: Ayna

cinsini oluşturan türüne göre maksimum boyu 10-30 m arasında değişebilen dolgun ve düzgün gövdeli yuvarlak tepeli ağaç tür lerinin ortak adı.
Kaynak: Dişbudak

Ortodonti kelimesi, Yunanca 'da ortho düzgün ve odons diş kelimelerinden oluşmaktadır. üzerinde düzgün şekilde yerleşmesi ve yüz
Kaynak: Ortodonti

Ortopedi orthos ve paedia sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş düzgün (orthos) çocuk (paedia) anlamına gelir. Temel olarak kas iskelet
Kaynak: Ortopedi

Aplikasyon, genelde kimyasal terbiye işlemlerinde, kimyasal maddeleri içeren işlem çözeltisinin (flotte ) tekstil ürününe düzgün bir
Kaynak: Aplikasyon

Örtü epiteli nde, epitel hücreleri sıkıca yanyana gelerek düzgün ve devamlı bir tabaka oluştururlar. Hücrelerarası aralık oldukça dardır
Kaynak: Örtü epiteli

Doğu kayını (Fagus orientalis), kayıngiller (Fagaceae) familyasından 40 m'ye kadar boylanabilen düzgün gövdeli bir kayın tür ü.
Kaynak: Doğu kayını

Çizgisel hız, "Şekil 1" deki gibi düzgün dairesel hareket yapan bir cismin, daire yayı üzerinde birim zamanda aldığı yola denir
Kaynak: Çizgisel hız

Kabuğu düzgün ve kırmızıdır. Eti açık sarı sulu ve tatlıdır. Orta büyüklükte, tatlı ve asitli, düzgün yüzeyli bir elmadır. Esopus
Kaynak: Jonathan elması