çıkma
is. 1. Çıkmak işi. 2. Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon. 3. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak. 4. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar. 5. Desteklemek amacıyla verilen para. 6. sf. Çıkmış: "Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." -A. Ş. Hisar. 7. sf. Eski, kullanılmış: Çıkma jant.

yayılma
is. 1. Yayılmak işi, intişar: "Ürpertici bir soğukluk, etlerine, damarlarına, kemiklerine yayılmaya başlıyordu." -Ö. Seyfettin. 2. fiz. Işığın, bir kaynaktan çıkarak doğru çizgiler durumunda türlü yönlere dağılması. 3. tıp Organizmanın herhangi bir noktasında bulunan bir hastalığın organizmanın başka bir yerine sıçraması, metastaz.

d) Gama Işınları ve Gama Işınlarının Özellikleri Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar halinde intişar eden bu etkinin hem uzun
Kaynak: Hiroşima'ya atom bombası saldırısı

Azerbaycan filosofunun yetenekli öğrencilerinden Levkerinin sayesinde Horasan'da felsefe bilimleri intişar bulmuştu. Müslüman Doğu
Kaynak: Ebu Hasan Behmenyar

İlk önce bu isim, kaleye verildi ve sonra Türklerden bu kalede oturanlara “Çiğiller” denildi ve bu isim bundan sonra intişar etti.
Kaynak: Çiğil

Belli bir bölgeye dar bir açıda, çok kısa süre için elektromanyetik intişar yapar ve keser. Çevreden yansıysan dalgalar radar tarafından
Kaynak: Denizaltı alıcıları

Bu enstitünün organı olan ve 1897'den beri Revue trimestrielle d'historie, de geographie et de liturgie orientales olarak intişar eden
Kaynak: Bizantoloji

Fakat bu kıvılcımdan ne kadar hararet ve nur intişar edebilir? Cihanı ısıtmak için Bahaullah 'ın ruhundaki muazzam yangın lazımdır. Tenvir
Kaynak: Osmanlı Reformcuları ve Bahailik

(les Dix intelligences) adıyla bilinen varsayımında yaratılışın intişar (emanasyon tarzındaki gerçekleşmesine ve melek ler hiyerarşi sine
Kaynak: Ruh