laf is. (l ince okunur) 1. Söz, lakırtı:
Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2. Sonuçsuz, yararı olmayan söz:
Onun söyledikleri laftan ibaret. 3. Konuşma. 4. Konu, mevzu, bahis:
Lafı değiştirdi. 5.
ünl. "Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok" anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz:
Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf! 6.
mec. Dedikodu.
söz is. 1. Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil. 2. Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük. 3. Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi:
"Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde." -B. R. Eyuboğlu. 4. Kesinlik kazanmayan haber, söylenti:
Ortalıkta bir söz dolaşıyor. 5. Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme:
O, sözünde duran bir adamdır. 6. Müzik parçalarının yazılı metni, güfte:
Şarkının sözleri çok anlamlı.