dilek is. Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat.
mutluluk is. Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut (I), ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık:
"Kâmuran'ın bahçesi ikisi arasında tam bir mutluluk durağı." -H. E. Adıvar.
Tat öz. is. esk. 1. Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar. 2. Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı.
tat(I)
is. 1. Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum:
"Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor." -R. H. Karay. 2. Tatlılık. 3.
mec. Hoşa giden durum, lezzet, zevk:
"Öğle yemeğinden sonra gelen rehavetin tadı, hiçbir gece uykusunda bulunmaz." -Ş. Rado.
zevk is. 1. Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz:
"İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." -Y. K. Beyatlı. 2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni. 3. Tat, lezzet:
"Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." -B. Felek. 4.
mec. Eğlence:
"Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." -N. Cumalı.